28.Ekim.2005 günü superspor.com sitesinde yayınlanan Eski Tahkim Kurulu Başkanı Türker Arslan Özel Röportajından.
-İlhan Cavcav haklı mı?
Evet, Sayın Başkan İlhan Cavcav sonuna kadar haklı. Deniz Barış'la aralarında bir sözleşme imzalamışlar, ve ceza şartı olarak da 1 milyon euro koymuşlar. Sözleşmeyi Fenerbahçe'ye giden Deniz Barış bozmuş olduğu için bu parayı ödemesi gerekir. Ayrıca İlhan Cavcav orta yol bulunup bu iş tatlılıkla ödensin diye bir sene de mehil verdi.
- Deniz Avrupa'ya gitse n'olur?
Tahkim Kurulu, Deniz'e ceza verilmemesi için içerden-dışardan büyük baskılar altında kalmasına rağmen bu kararı vermiş. Yani; Gençlerbirliği Kulübü ile Deniz Barış'ın aralarında yaptığı sözleşmeyi geçerli saymış. Şimdi Deniz Avrupa'ya da transfer olsa yine de bu borcu devam eder.
- Bu sözleşme Federasyon'a bildirilmiş mi?
Farketmez! Tahkim Kurulu bu gibi olaylara bakmayı karar altına almış. Benim Başkanlık yaptığım dönemlerde şu kararı almıştık; "Kulüplerin futbolcularla aralarında yaptıkları ve federasyona bildirilmeyen sözleşmeler için Tahkim Kurulu yetkili değildir." diyerek kararı "adli makamlara" bırakmıştık. Görevden kaçtığımızdan değil, vergi kaçağını önlemek istiyorduk. Ama yeni oluşan Tahkim Kurulu bu kararı bozarak bu sorunları görev kapsamı içine almıştır. O zaman Deniz Barış bu karara uymak durumundadır. Ayrıca UEFA da bu gibi hallerde bütün delilleri geçerli sayarak kulüplerin futbolcularıyla aralarında yaptıkları gayrı resmi gibi gözüken sözleşmeleri kabul etmiştir.
- Para cezasını Deniz Barış mı Fenerbahçe mi ödemelidir?
Konuyla ilgili olarak Fenerbahçe Kulübü Ankara 23. Asliye Hukuk'ta bir dava açmış ve ilgili mahkeme davayı reddetmiştir. Bu en açık ifadedir. Para cezasını Deniz Barış ödeyecektir. Ancak; Fenerbahçe şöyle demektedir; "Biz Deniz Barış'ın 2006'ya kadar bütün alacağını vadeli çekler olarak ödedik, bizim konuyla ilgili bir borcumuz yoktur!" Haklı olabilir ama Deniz Barış da şöyle demektedir; "Ben aldığım paraları kullandım, param yok ödeyemem!" O zaman Deniz Barış bu parayı ödeyene kadar cezalıdır, oy-na-ya-maz! Kaldı ki; Fenerbahçe Kulübü de bu konuyu halletmek için Deniz Barış'a transfer döneminde söz vermiş.
-Sizin döneminizde de baskılar var mıydı?
Tahkim Kurulu Başkanlığı yaptığım uzun yıllar boyunca bizlere de bu gibi baskılar yapılmaya kalkıldı ama ben bu teklifleri yapanlara gereken cevabı vererek tavrımı ortaya koymuştum. Hatta gelenleri; "derhal çıkın dışarı" diye odamdan bile kovmuştum. Kurulum da aynı basiret ve dirayeti göstermişti. 12 yıl başarılı çalışmalarla hiç bu durumlara düşmemiştik. Nitekim Levent Bıçakçı seçimlerinde yeni çalışma programını uygun bulmadığım için aday dahi olmadım, çekildim. Ben; Şenes Erzik, Özkan Olcay, Abdullah Kiğılı, Haluk Ulusoy gibi saygın başkanlarla görev aldım, onların hiç biri bırakın bize baskı yapmayı, her kararımızı desteklediler. Saygı duydular. Mevcut ortamda bu saygı yok!
- Peki olay nasıl bu hale geldi ve nasıl çözülecek?
Başından beri Federasyon bu olayı erteledi, Fenerbahçe'nin ağırlığı altında kalarak olayı takip etmedi. Baskılar giderek aşağılama ve tehdide dönüşünce Tahkim Kurulu'nun saygın üyeleri özgürce karar verdiler ama bu çirkin ortama daha fazla dayanamayarak istifa ettiler. Yargı organlarına bu kadar baskı olmaz. Bırakın baskıyı "ana-avrat" küfürlerin olduğu söyleniyor. Bunlar ayıptan da öte... Yüz kızartıcı suçtur. Şimdi herkes olaya müdahil.
Şefik Mosturoğlu'nun tavırlarını mazur görmek mümkün değildir. Hatta Mosturoğlu'nun "bu konuda Fenerbahçe'ye bir kuruş para harcatmayacağım" dediği de söylenenler arasındadır. Bir büyük kulübümüzün başkanı da aynı tavrı sergilemiştir. Kısacası; Tahkim Kurulu, Federasyon'un isteği doğrultusunda hareket etmediği, yargıyı bağımsız kıldığı için olaylar bu noktaya gelmiştir. Tahkim Kurulu doğruyu yapmıştır. Tahkim ? Federasyon sürtüşmesi bu günleri doğurmuştur. Tiran'da Levent Bıçakçı ve Şekip Bey, Tahkim Kurulu üyesi Erkan Vardar'a istifa edin deme cesaretini nasıl göstermişlerdir? Federasyonun almak istediği kararları Tahkim Kurulu bozduğu için Levent Bıçakçı yönetimi çaresiz kalmış ve dengesini kaybetmiştir.
- Nasıl çözülecek dedim?
Çok zor!... Bugün artık Tahkim Kurulu diye bir organ yok! Ama hayat devam ediyor. Futbol Federasyonu sadece üç büyüklerin federasyonu değil. Amatör Ligler dahil, 3. Lig, 2. Lig ve Turkcell Super Ligi'nde haksızlığa uğrayanların haklarını kimler koruyacak. Böyle bir boşluk hukuka aykırıdır. Bu kurulun elinde karar bekleyen bir çok dosya var. Onları da mutlaka ama mutlaka çok iyi birilerine hatta "yeddiemine"e vermek gerekir. Boşluktan kimse zarar görmemeli. Şimdi Hasan Şaş'ın cezasına ve gibilerine kulüpler nasıl itiraz edecek? Olur mu böyle şey. Bu hafta bir saha kapama kararı çıksa n'olur? Türk futbolunu yok ettiler! Ağır bir kaosun içine ittiler. Yazık!
Kaynak : www.superspor.com
Önceki Haber
Sonraki Haber
03 Mayıs | |
2015: Gaziantepspor (D) 3-0 | |
2014: Galatasaray (D) 2-3 | |
2013: Kasımpaşa 0-0 | |
2009: Ä°stanbul B. B. (D) 1-3 | |
2003: Adanaspor 0-2 | |
1992: Adana Demirspor (D) 0-0 | |
1987: Ankaragücü (D) 1-2 | |
1981: Åžekerspor 0-1 | |
1975: Tirespor 2-1 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |