Yarın Türkiye-Malta karşılaşmasının boş tribünleri, kocaman bir pankartla şenlenecek. Tribünlerdeki pankartlar, maça pankartla çıkan takımlar... Bu bezler, futbol folklorunun vazgeçilmez bir unsuru... (Tanıl Bora'nın kaleminden)
Dünya futbolunda ender rastlıyoruz, Türkiye'de ise suyu çıkarılan bir uygulama: Takımların sahaya ellerinde bir pankartla çıkarak 'mesaj' vermeleri. Bazen, Avrupa kupası maçı oynayacak 'büyük' rakibe iyi şans dileniyor o bezlerde; karşılığında itimatsız bir alkış alınıyor. Neredeyse Saatli Maarif takviminde yer bulan her muayyen günün, maça çıkan takımların taşıdığı pankartlarla stad ahalisine ilanen tebliğ olunmasına da alışığız. Vatandaşlık Bilgisi dersine mâruz ilkokul talebeleri gibi... Fenerbahçe, iki yıl önce, bir maça şu pankartla çıkmıştı mesela: "Verem hastalığı bitmedi, mücadeleye devam ediyoruz."
Beri yandan, İstanbulspor'un Aykut Kocamanlı sezonunda her maça fair-play temennilerini bildiren bir pankartla çıkması, hoştu. Aynı sezon Gençlerbirliği'nin Ankara'daki Valencia maçına, o gün Madrid'de gerçekleşen bombalı saldırıdan ötürü İspanyolca bir "geçmiş olsun" pankartıyla çıkışı, daha da hoştu. Tabii en hoşu, 2003 yılı başında, ABD'nin Irak saldırısı öncesinde Muğla 1. amatör kümesi takımlarından Bodrumspor'un, sahaya "Savaşa hayır, çocuklar ölmesin" pankartıyla çıkmasıydı. Üstelik başlarına bir iş gelmeden, bir linç saldırısına falan da uğramadan...
Yasaklılardan telgraf gibi
Sahadan, tribünlere çıkalım. Pankartların esas yurdu orası çünkü! Boş tribünde bile bitiyor, pankart çiçekleri. Malta maçında, Türk Milli Takımı'nın sponsor firmalarından biri Frankfurt Commerzbank Stadı'nın boş tribünlerine devanası gibi bir seyirci görüntülü afiş ve "Seni yalnız bırakır mıyız sandın?" pankartı asacak. Seyircisiz maçların ıssız 'arena'larındaki pankartlara alıştık. Yasaklı taraftarların telgrafları gibi diziliyorlar panolara. Tribünleri bir natürmort manzarasına büründürüyorlar. Hep orada duranların yanısıra, o cezalı maça mahsus, çok defa 'arabesk' mesajlarla yazılı özel pankartlar da hazırlattırılıyor.
Stadları modern tapınaklar olarak anlamlandıran mecazı izlersek; seyircisiz maçlardaki tribünler de, panolara asılmış, boş koltuklara serilmiş pankartlarla, üzerine adaklık çullar çaputlar bağlanmış yatırlara benzemiyor mu? İllâ seyirci yasağına gerek yok; kimsesiz kalmış takımların boş tribünlerinde sekiz on cefakârın arkasında bekleştiği umutsuz pankartlar da öyledir...
Pankartlar, kuşkusuz, tribün folklorunun asli unsurları. Üzerine eğri büğrü bir 'şahsi' mesaj yazılı kıytırık kumaş parçasından, reklam ajanslarına dudak ısırttıracak 'enstalasyona' kadar, her çeşidini, her boyunu görebilirsiniz dünya stadlarında. İngiliz taraftarların irili ufaklı bayraklarını, sanki göçmen obası yaylağa varmış da kilimlerini, yaygılarını serivermişçesine alt alta üst üste karmakarışık asmaları, bir stildir mesela. İtalyan usûlü sopalı pankartlar, bir stildir.
Ankara Emniyeti yasakladı
Taraftarlar, atkılarına, formalarına, berelerine/kasketlerine nasıl kutsal eşyalar gibi özen gösterirlerse, pankartlarını da sırmalı sancaklar gibi muhafaza ederler. Özellikle de, kendi grup asabiyyesine sahip küçüklü büyüklü taraftar grupları...
Türkiye'de, 1980'lere dek, zor zahmet hazırlanmış, üzeri elle yazılmış iptidâi pankartları bilirdik. Maçı çeviremeyeceği anlaşılan takımın taraftarlarına bağırılan 'çarşafı topla' tezahüratının haklılığı, bu pankartların hakikaten pencereden firar etmekte kullanılan türden buruş buruş çarşaflara benzemesindendi. Geçen zamanda, pankart kreasyonu, konfeksiyon ve plastik endüstrisinin mâhir ellerinde büyük gelişme kaydetti. Seyyar ve aktüel-doğaçlama olanların yanında, 'kendi stadı' olan takımların taraftarlarının panolarla bütünleşmiş sabit pankartları var. Yıllar önce bir ahbap, sahici bir saflıkla, Ali Sami Yen'deki 'Gümüşhaneli Aslanlar' pankartı yoksa her hafta Şiran yollarından aşırılıp da mı getiriliyor, diye sorduydu! "Edirne köprüsü taştan, var mı büyük Beşiktaş'tan"ı asan Uzunkoprülüler bile dayanamazdı öyle bir git-gele...
Son yıllarda Galatsrayfenerbeşktaş içre pankart polemikleri, başlı başına bir rekabet kalemi haline geldi. Zekice espriler de yapılıyor, rezilâne hakaretler de. Ama zannederim en 'tatsız' pankart bile, Ankara Emniyeti'nin birbuçuk senedir uyguladığı pankart yasağı kadar futbol ortamının ruhuna yabancı olamaz. Her şeye kâdir 'asayiş' gerekçesi, tribün çiçeklerinin yolunmasına yol açıyor. Son olarak, bir grup Gençlerbirliği taraftarının, takımlarındaki yabancı oyuncuları ülkelerinin bayraklarıyla selâmlamaları bile baskıcı bir muameleyle karşılaştı. Seyircisiz maçların bile pankartlarla şenlendiği bir zamanda, 'pankartsız stad' icraati, sahiden emsalsiz!
Kaynak : www.alkaralar.com
Önceki Haber
Sonraki Haber
07 Mayıs | |
2023: BB Erzurumspor (D) 1-0 | |
2016: Sivasspor (D) 1-2 | |
2008: Kayserispor 10-11 | |
1995: Adana Demirspor (D) 7-0 | |
1989: Kayserispor (D) 3-1 | |
1983: Petrolofisi (D) 1-4 | |
1977: Karabükspor 2-2 | |
1972: Hatayspor (D) 0-3 | |
1969: Göztepe (D) 0-3 | |
1967: Fenerbahçe (D) 0-1 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |