Vestel Manisaspor'un performansı, kimileri için göz kamaştırıcı, bazıları için endişe verici. "Trabzonspor'dan sonra bir Anadolu takımının daha şampiyonluk ipini göğüslemesi kimi kaygılandırır? Bu Türk futbolu için övünç vesilesidir" diyenler çoktur elbette. Ama kazın ayağı farklı. Geçmişte Gaziantepspor ve Gençlerbirliği örnekleri yaşadık. Son düzlükte önlerinin nasıl kesildiğini, nasıl tökezletildiklerini bilenlerdenim! Yarım yüzyıllık lig tarihinde İstanbul tekelini kıran tek takımın Trabzonspor olması, Anadolu'dan bir başka şampiyonun çıkmaması rastlantı mıdır? Bence değil..
Yayın gelirlerinin cazibesi
Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de kulüplerin en önemli gelir kalemi naklen yayınlardır. Pastada aslan payına sahip dört kulübün, kendileri dışında bir takımın şampiyon olmasını istememesi ekonomik kaygılara dayanır. Yıllık 160 milyon YTL'nin üzerinde bir yayın gelirinin paylaşımında "dört büyükler" ve "öteki 14 kulüp" ayrımı vardır. Onlar, Anadolu kulüplerinin gelir düzeyinin yükselmesine, daha iddialı kadrolar kurmasına, dolasıyla ciddi bir yarışmacıya dönüşmesine tahammül edemez.
Hesap basit. Eğer bir Anadolu takımı şampiyon olursa 13 milyon YTL'ye yakın gelir elde eder. Bir sonraki yıl dört büyük kulüp için ayrılan yaklaşık 15 milyon YTL'lik "şampiyonlar payına" ortak olur, 3 milyon YTL'lik sürekli ve garanti bir akara kavuşur.Bu, mütevazı bir kulüp için çok önemli bir rakamdır. Ve, yeni paylaşım düzeni bazılarının işine gelmez. Menajerlerin oyuncağı olan büyükler, servet sayılacak paraları yanlış transfer politikalarıyla çimlere gömerken, Anadolu kulüplerinin üç-beş kuruşluk maç hasılatı ve satacağı birkaç futbolcudan elde edeceği kazanç üzerine kurulu düzeni, şampiyonluk ikramiyesiyle ciddi bir rekabet gücüne dönüşür.İşte bu yüzden onlar, çorbaya fazladan bir kaşık sallanmasına hoş bakmaz.
Bilinen yöntemlerle ortak sayısının artmasının önüne geçilir; Sezon ortasında rakip takım oyuncularının kafası cazip transfer teklifiyle karıştırılır.Başarılı bir grafik çizen teknik direktörünün ismi sürekli gündemde tutulur, konsantrasyonu bozulur. Olmadı rakibin rakipleri, maddi manevi motive edilir! Tüm bunlar o takımı rotasından çıkaramaz ise; Bu kez şampiyonluğa koşan Anadolu takımlarının aleyhine yapılan (Bu hep rastlantıdır, yanlış anlaşılmasın!) hakem hataları üstüste denk gelir. "Herkesin federasyonuyuz" diye ortaya çıkan futbol yöneticileri ise olup bitene seyirci kalır!
Manisaspor'un misyonu
Manisaspor'un vazgeçemeyeceği bir misyonu var. Yolu uzun, engeli fazla. Kulüp başkanı Haluk Çubukçu'nun temkinli açıklamaları olası tehlikelerin farkındalığındandır. Ancak camia bu maratonda inişlerin de yaşanabileceğini kabullenir, saha dışı oyunlara karşı önlemini alır, hedefe inançla kilitlenirse... Anadolu'yu kısıtlayan duvarlar yıkılır. Yarın hiç bir güç o dikenli telleri tekrar yerine koyma cesaretini gösteremez. Vestel Manisaspor'un açacağı yoldan Gençlerbirliği, Bursaspor, Kayserispor veya Gaziantepspor'un ilerlediğini düşünün... Kalitesi düşen, kulüpler arasındaki ekonomik uçurum açıldıkça rekabet ortamı ortadan kalkan, uluslararası arenada giderek sesi kısılan Türk futbolunun kurtuluş reçetesi "büyükler" hegomonyasının yıkılmasıdır. Onlar bu gerçekle yüzleştiklerinde belki sağlıklı bir kulüp yapısı için kolları sıvar, hatalarından ve komplekslerinden sıyrılmayı deneyebilirler. Canları acısa, feryatları yandaş politikacıların kulaklarını tırmalasa da bu zorunlu bir devrimdir. Peki, gerçekleşir mi böyle bir değişim derseniz? Çok emek gerektirir ama, "Evet" derim.
Kaynak : www.milliyet.com.tr
Önceki Haber
Sonraki Haber
28 Nisan | |
2023: Bodrumspor 2-1 | |
2018: Sivasspor (D) 0-1 | |
2007: K. Erciyesspor 1-2 | |
1996: EskiÅŸehirspor (D) 0-2 | |
1968: Galatasaray 2-1 | |
1963: Karşıyaka 4-0 | |
1962: Ä°stanbulspor (D) 4-2 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |