Ersun Yanal bomba açıklamalar yaptı! Milli Takım'dan ayrılmasa 2006 Almanya'ya gideceklerini, Fenerbahçe'nin başında olsa şampiyonluğu çoktan ilan edeceklerini iddia etti. Galatasaray'la görüşmeler yaptığını doğruladı, teşvik iddialarını, yaşadığı olayları ilk kez bu denli açık anlattı!
Ersun Yanal Star Tv'de yayınlanan Telegol Özel programına katıldı ve Canlı yayında birbirinden önemli açıklamalar yaptı. İşte Serhat Ulueren'in sorularına Yanal'ın verdiği bomba cevaplar..
Türkiye'de futbolun durumu ve şampiyonluk hakkındaki düşünceleri: "Kavga ortamı istiyoruz"
Bu konuyu soysa-ekonomik açıdan değerlendirmek lazım. Bu duruma gelmemizde çok fazla neden var. Türk futbolunda 4 büyük takımımız dışında bir şampiyon çıkaramıyoruz. Ülkede sportif organizasyon dağılımında bir problem var. Bu da böyle bir ortam yarattı. Bunda medyanın ve başka faktörlerin de nedeni var. Biz Türk futbolunda kavga ortamı istiyoruz, bunsuz yapamıyoruz.
Ligde çok kaliteli oyunlar oynandı. Ligin altında ve üstünde puan farkı az. Bu heyecanı bazen eksik bırakıyoruz. Ama gerçekte 3 büyüklerin arasındaki şampiyonluk mücadelesinin kalitesi yok bence. Bana göre Türkiye'de en iyi futbolu Kayserispor oynadı. Mücadele anlamında da Gençlerbirliği! 3 büyükler ise zaman zaman iyi oynadı ama bir ortalama yaparsak 3'ü de iyi değildi bence!
Fenerbahçe şampiyonluk yarışında avantajlı durumdan dezavantajlı duruma geçti. Trabzonspor'la seyircisiz ve Galatasaray'la deplasmanda oynayacak. Son dakikaya kadar bence bu yarış devam edecek. Galatasaray'ın şampiyon olması için iki takımım ciddi puan kaybetmesi lazım. Ama Hollanda'daki ve Almanya'daki durum da ortada! Bugün her şey olabilir. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın şanslarını eşit görüyorum.
PFDK tarafından verilen cezalar hakkında yorumu: "Cezalar az"
"Bence verilen cezalar yeterli değil. Sadece yöneticiler hakkında verilenler cezalar değil! Saha içi ve seyirci eylemleri dahil olmak üzere cezaların yeterli olmadığını düşünüyorum."
Anadolu'dan şampiyon çıkma konusu hakkındaki yorumu: "Anadolu'dan şampiyon çıkmaz"
"Bence Anadolu'dan şampiyon çıkmaz. Büyük bir ekonomik fark var çünkü. Büyük takımlar arasında güç oyunu dönüyor. Hepsi ekonomik olarak önemli yerlere gelmek istiyor! Bu nedenle sadece bu takımlar arasında şampiyonluk değişiyor.
9. hafta sonunda Fenerbahçe'nin altı puan önünde olan, fakat istifa ettiğinde küme düşme hattına olan bir Vestel Manisaspor tablosu var! Takımının bu duruma düşmesi hakkındaki yorumu?: "Kadro zaafı yaşadık"
"Biz Anadolu takımlarında görev alırken, hep zirveyi zorlayan takımların yakınında hatta üstünde olmaya çalıştık. Dönen dönem bunun zorluğunu da psikolojik baskı ve kadro sıkıntısı anlamında da yaşadık. Anadolu takımlarında iki oyuncunun olmaması sorun yaratıyor. Çünkü dar kadromuz vardı. Ve biz 8 oyuncusuz kaldık. 19 oyuncumuz vardı ve bazı maçlara 14-15 oyuncu ile çıktığımız oldu. Bu süreçte kazanmayı hak ettiğimiz maçlar olduğu gibi, kazandığımız ama hak etmediğimiz maçlar da oldu. Örneğin Antalya ve Sakarya maçları. Diğer takımların kötü gitmesi de bizi belli noktaya getirdi. Ama iki oyuncumuzu kaybettik. Zelenka gitmek istedi! Rafel'i, Barbokini'yi, Ömer'i sakatlıktan kaybettik. Caner'i sattık. Hakan Balta sakatlandı. Sakat, cezalı ve formsuzlar da olunca çok fazla kadrosuz kaldık. Zelenka'nın benimle problemi yoktu. Ama Ankaraspor maçında kırmızı kart görünce bizim kulübümüze uymayacak bir harekette bulundu! Aramızda kişisel bir sorun yoktu!
Vestel Manisaspor bana deneyim kazandırdı. Yeni bir takımda çok fazla oyuncu bulundurmak gerekiyor. Bu konuda bir ders aldım. Ben kendi isteğimle ayrıldım. Son Sakarya maçımızdaki olay bizi gerdi ve bunun takım üzerinde olumsuz etki yapacağını düşündük. Takıma zarar vermemek için ayrıldık. 3 yıllık sözleşmem vardı ve tazminat almadım. Milli Takım'da 4 yıllık sözleşmem vardı ve 1,5 yıl sonra ayrıldım. Yine tazminat almadım. Türkiye'de profesyonel kontratların devam etmesi kültürü henüz yerleşmedi.
Çalıştırdığı takımın bazı özel maddelerle bu derece performanslı hale geldiği iddiaları hakkındaki düşünceleri!: "Bu iddialar düzeysiz!"
Türkiye'de doping kontrol sistemi Avrupa ortalamasının çok üstünde. Biz özellikle ligde de bu kontroller altındayız. Ayrıca kendimiz de ekibimizle bu kontrolleri yapıyoruz. Ben her zaman uzman bir ekiple ve doğal beslenme düzeniyle çalışırım. Takıma özel testler yapıp, oyuncu için özel çalışma düzenleri ayarlarız. Test sonuçlarındaki referanslara göre çalışırız. Artık bilinçli bir çağda yaşıyoruz. Doğal beslenme yöntemleri kullanarak, oyuncuların bireysel gelişimini ciddi bir ekiple takip ettik. Bu konuda zaten oyuncular da bilinçli. Onlara al bu ilacı iç sana iyi gelir diyemezsiniz Onlar bunu asla kabul etmez. Bunu söyleyen kişilerin iddiaları yersiz, gereksiz ve düzeysidir!
Ankaragücü Başkanı Cemal Aydın'ın Yanal'ın sürekli bilgisayarla çalışması hakkındaki "Bilgisayarla bu işler olsaydı Japonlar dünya şampiyonu olurdu" eleştirisi hakkındaki yorumu?: "Şimdi herkes kullanıyor"
Biz Ankaragücü'nde güzel bir dönem yakaladık. Ligde 4. olduk. Hedefleriz arasında şampiyonluk yoktu. Olamayacağımızı biliyorduk. Ama oyunumuzu kabul ettirip, Türk futboluna oyuncu kazandırmayı düşündük. Sonuçta güzel bir sistem yaptık. Bu sistemimizi şimdi bütün antrenör arkadaşlarımız kullanıyor. Takımınız hakkında hızlı bilgi edinebilme ve yine bunu takım üzerinde hızlı biçimde kullanma sistemidir bu. Bir bilgi depolama sistemidir. Bu, özel çalışma düzenlerini belirleyip buna göre idman yapıp eksikleri kapatmak adına tüm dünyada kullanılan geçerli bir sistem. Almanya'ya gittiğimde bir takımın 4 konsiyonerle çalıştığını gördüm. Mantıkları; biz bu oyunculara para veriyoruz ve onların performansını en iyi şekilde arttırmalıyız şeklinde. Biz de Ankaragücü'nde bunu yaptık. Ankaragücü bizimle lig tarihinde en iyi yere geldi. 4. oldu ve en çok gol atan takım oldu. Tarihte 4 büyükleri bir sezonda yenen 2. takım oldu.
A Milli Takımın başına geçmesi erken miydi?: "Doğru bir zamandı. - Bıçakcı bizi istemedi"
Haluk Ulusoy'un teklifi ile birlikte bizim o zaman yapmak istediğimiz şeyler, vizyon ve amaçlarımız, oradan aldığımız istekle çok güzel karşılaşmıştı ve bence doğru bir zamandı. Öyle bir başkanla çalışmak heyecan vericiydi. Daha sonra gelen yönetim ayrılmak zorunda kaldı ve yeniden Haluk Ulusoy yönetime geldi. Bu dönemde bir kaos ortamı oldu. Bıçakçı döneminde sorunlarımız oldu. Bizi istenmediler diyebiliriz!
"Hakan sakat olduğu için kadroda yok" açıklamasına rağmen, Yunanistan maçı öncesi Hakan'ın idmana çıkması olayı hakkındaki düşüncesi ne?: Hakan Şükür tartışmaları hakkındaki fikirleri nasıl?: "Takım kurma özgürlüğünü yaşayamadım"
Hakan sakattı ama antenman yapmak istemiş ve sahaya çıkmış. Benim bilgim olmadan o antrenman yapılmış. Ben bunu sonradan duydum. Bu gereksiz bir polemikti. Bir teknik direktör, özelikle Milli takımdayken takım kurma özgürlüğünü yaşamalı. Ben bu insiyatifi iyi kullanamadım. Hakan futbolculuk kariyerinde her zaman gündemde olmuştur. Bu olayı medyanın abarttığını düşünüyorum. Her zaman bu olayda farklı bir şeyler arandı. Bizim aramızda hiçbir şey olmaz. Hakan antrenman, iş ve müsabaka disiplini çok iyi bir oyuncu.
Hakan Şükür'ü neden oynatmadı: "Hakan varsa oynar, yoksa kadroda olmaz"
"Bizim bir husumetimiz olamaz. Biz oynamak istediğimiz futbol sistemini değiştirip uzun bir santrforla oynamamak istedik. Hakan ya bir takımda olmalı, ya olmamalı. Olmalıysa da oynamalıydı. Halen de düşüncem aynı. Hakan varsa oynamalı. Oynatmayacaksanız kadroya da almayacaksınız. Zaten oynadığında mutlu olan bir futbolcu. O dönemde aynı tipteki Ersen Martin'i aldık ve eleştirildik. O dönemde oldukça başarılı ve hava toplarında iyiydi. Ama biz ayrıca ikinci toplarda takımına top kazandıran oyuncuları sıraladığımızda en üst sıralardaydı. Rakibimiz olan Arnavutluk'un da böyle bir zaafı vardı ve Ersen'i kadroya aldık. Ama ihtiyaç da olmadı. Bizim analizlerimizde, bizim oynatmak istediğimiz düzen buydu! Zaten gol atma sorunumuz da yoktu. En çok gol atan oyuncu bizim takımımızdaydı. Nihat, Tuncay ve Halil de bizimleydi. Gürcistan maçında Fatih ile yan topla gol bulduk. O maçta Nihat niye oynatılmıyor diye eleştirildik. Türkiye'de maçın sonucuna göre değerlendirme ve eleştiri yapılıyor.
Hakan Şükür hakkındaki yorumu ne?: "Hakan bence ayrılmalıydı"
Hakan başarılı olmalı, bunu hak ediyor. Ama bir rekor kıracağım derken, bunu stresini bu kadar yaşaması da doğru değil. Ben olsam kariyerimi farklı bir şekilde noktalamak isterdim. Sevgili Hakan'ın FIFA ve UEFA'da görev alabileceğini de düşünen insanlardan biriyim. Fakat başka bir takımda kariyerini devam ettirebilirdi. Bizim medyamız başarılı ve başarısız durumlarda yine eleştirisini yapacaktır. Bu sezon başından itibaren başka bir takımda yer alması daha uygun olabilirdi.
Bence gücü yettiği kadar oynamalı ve bu taktir edilmeli. Ama ülkemizde başarısızlığa maalesef yer yok. Ve Hakan'a bu yaşatılacaktır. 2006 Dünya Kupası sonrası bile en çok o eleştirildi. O zaman bile böyle yorumlar yapıldıysa, şimdi daha çok yapılır. Hakan'la sorunum yok. Uzun süre önce kendisiyle de görüştüm. Ben bu açıklamaları daha önce de yaptım ama bunları işimize geldiği gibi değerlendirdiğimiz için durum bu noktalara getirildi.
Aldığı eleştiriler hakkındaki yorumu: "Hoyratça eleştiriler yapıldı"
Milli Takım düzeyindeki teknik direktörlük müessesi bu kadar eleştirilemez. Hem kendim şahsım adıma, hem de müessese adına bunu söylüyorum. Çok hoyratça eleştiriler yapıldı. Bizim medyamızın tarzı bu. Türkiye'deki tarz buysa bu benim suçum değil. Türkiye'de saldıran tarz var. Müessesenin saygısı düşünülmeden saldırılıyor ve olaylar abartılıyor!
Milli Takım'dan ayrılma süreci hakkındaki yorumu?: "Akdeniz Oyunları bahane edildi"
O zaman Akdeniz oyunlarına katılan takımın başında benim olmamam nedeniyle bu olay yaşandı. Neden aslında bu değildi. Biz Milli Takım süresince Bıçakcı'yla sorunlar yaşadık! Hatta bir keresinde medyanın sözüyle mi iş yapıyorsunuz dediğimde hayır demişti. Ben de saygı duydum. Biz Akdeniz oyunları'na Mesut Bakkal ve Milli Takım Menajeri ile birlikte gidecektik. Fakat duyumlarımıza göre Akdeniz oyunlarına bazı takımlar gitmeyecekti. Sonra böyle de oldu. Ama sonuçta olay buna bağlandı. Bu federasyonun seçimi. Ama bence Türk Milli Takımı için kötü oldu.
Takımdan ayrılmasından sonraki süreç hakkındaki yorumu: "Almanya'ya giderdik"
5-2 ve 6-0 kazandığımız maçlardan sonra güzel bir ruh yakaladık ve biz Almanya'ya gidecektik. Takımım buna inandı. Oyuncularımız ve ben bunu hissettim. Son 3 maçta ben olsaydım Almanya'ya gidecektik.
Fatih Terim hakkındaki yorumu: "Ben olsam İsviçre maçı sonrası ayrılırdım"
Değişiklik zordur. Terim ne kadar deneyimle de olsa yeni bir takım kurmada zorlanacaktır elbette ki. Ben Terim'le ilgili bir teknik değerlendirme yapmıyorum. Fakat bir teknik direktör değişiminde, yeni gelen teknik direktörün yapabileceği çok bir şey yoktur. Kimse sihirbaz değil. Yine de bence benden sonra Milli Takım'ın başına en çok yakışan insan Terim'di!
İsviçre baraj maçında ben olsaydım ve yine aynı olaylar yaşansaydı, ben o takımın başında olmaz ayrılırdım. Vestel'in başında da böyle bir şey oldu ve sorumluluğu aldım. Ama İsviçre maçındaki olay komple ele alınmalı! Burada Terim'in tek başına yükü almasının dışında olan yönetimin suçları da var. Ama ben, hoca olarak orada olmazdım.
Şuan ciddi şekilde başarıya ihtiyacımız var. Şuan alınan sonuçlarla birlikte başarı prestijimizin arttığını düşünüyorum. Bunun Türk futboluna büyük bir faydası olacaktır. Bence alınan bu sonuçlarla güzel bir döneme giriliyor.
Yabancı hocalara verilen şansın Türk hocalara tanınmaması hakkındaki yorumu: "Ben olsam şampiyonluğu ilan etmiştik"
Bizler çok yetenekliyiz. Sadece ben değil, diğer Türk teknik direktörler de. Onlardan farklı yanımız yok. Ben Fenerbahçe'nin başında olsaydım şimdi şampiyonluğumuzu ilan ederdik. Ben çok altlardan geliyorum. 88 yılından beri ara vermeden çalışıyorum. Bu emeklerimizi defalarca anlattık. Biz bu kabiliyette insanlarız. Türk antrenörleri imkan verildiği her ölçüde başarılı olur. Ben 3 büyükleri şampiyon yapardım diyebiliyorum. Bu güvenim var. Bunu neden söyleyemeyeyim. Başlarındaki hocalardan fazlam var, eksiğim yok.
Mourinho'yu taklit etmiyorum. Alman ekolü ile büyüdük. 74 Dünya Kupası'nı kazanan teknik direktörü model aldım. Ben Türkiye'nin Jose Mourinho'suyum hiçbir zaman demedim. Ben kendimi değerlendirmem. Beni başkası değerlendirsin.
Galatasaray'la teknik direktörlük için görüştü mü? Yeni sezonda Galatasaray'da mı?: "Galatasaray'la görüştüm, ama.."
Ben sistemli çalışan bir teknik direktörüm. Gideceğim takım hedeflerimle sistemim ve prensiplerimle denk gelmeli. Teknik direktör anlamında değil ama felsefi anlamda konuştuğum kişiler var. Adnan Polat ve Adnan Sezgin'le görüştüm. Ama oyuncularla ilgili bilgi istendiğinde bilgi verdik. Servet kendisi Galatasaray'a gitti. Benim seneye oraya gideceğim iddiası ile ilgisi yok!
Yurt dışında çok iyi bir squad sistemi kurduk ve bu konuda takımlara yardımlarımız oldu. Evet, Polat otelde karşılaştık ve Adnan Polat'la görüştük. Karşılıklı kahve içtik. Ama biz her zaman görüşürüz ve karşılaşırız. Prensip anlaşma yapıldığı gibi bir şey de yok. En son görüşmeyi devre arasında oyuncu konusunda yaptık.
Mehmet Topal'ı ben önermedim. Çanakkale'deyken benim de listemdeydi. O ara Galatasaray devreye girdi ve bu transfer için kaynak yarattıklarını söylediler. Biz alamayacaktık ve bana fikrim sorulunca çok iyi bir oyuncu ve mutlaka alın dedim. Gökhan Ünal için ise alan takım avantajlı olur dedim.
Fenerbahçe'den teklif aldı mı? Hangi takıma gidecek?: "Fenerbahçe'den iki kez teklif aldım"
Fenerbahçe'den Ankaragücü'ndeyken teklif aldım. Cemal Aydın ile görüştüler. Sonra Gençlerbirliği'ndeyken de teklif geldi. Sözleşmem devam ediyordu. İstifa edip gelmemi istediler ama bu mümkün değildi ve ben devam ettim.
Çalışma prensiplerim açısından bir karar vereceğim. Ama ben bu transfer konularını bugün konuşmanın etik olmadığını düşünüyorum. Trabzonspor'la da adım geçti. Ama hiç görüşmedim.
Sonuçta profesyonelim ve önemli olan profesyonel şartların oluşması. Benim Avrupa'da başarı hedefim var! Gençlerbirliği'ndeyken Valencia ile olan turu geçsek belki finale gidecektik. Bu içimde kaldı.. Bence 4 büyük takım ve Anadolu takımları Türkiye'de şampiyonluktan ziyade Avrupa'da başarıyı hedef edinmeliler. Ben de artık bu konuda yoğunlaşmak istiyorum. Yurtdışından bir takıma da gidebilirim. Birkaç hafta sonunda bu durum belli olacak!
"Cemal Aydın'ın Fenerbahçe'ye karşı sempatisi yüksektir" açıklaması ve hangi takımı tuttuğu konusundaki iddialar: "Profesyonelim"
Gençlik yıllarımda elbette büyük takım tuttum. Ama artık bu durum kalmadı. O takımı da söyleyemem. Bende kalsın. Ben ciddi bir profesyonelim! Mustafa Denizli Galatasaray ve Fenerbahçe'yi çalıştırdı ama Beşiktaşlı. Yani bu kimlik önemli değil.
13 Mayıs 2001'de 32. haftada Galatasaray'ı 2-1 yenip şampiyonluktan etmeleri ve ardından eski futbolcusu Cafer Aydın'ın "Teşvik parasını evinde bize verdi" açıklaması hakkındaki yorumu: "Cafer'in kişisel sorunu vardı"
Biz Ankaragücü'nde Cemal Aydın'la birlikte başarıya dayalı bir sistem kurduk. Oyuncu kazandığı puanlara göre primini hak ediyordu. Biz kazandığımız her maç sonunda bir prim sistemi ile oyuncularımıza hak ettiklerini dağıttık. Transfer ücretlerini bile böyle dağıttık. Galatasaray maçı öncesi çok gerginleşen bir ortam vardı! Galatasaray'la oynadığımız mücadelede Okan 38'de oyundan atılmıştı. Biz hak ederek maçı temiz bir şekilde kazandık. Ben oyuncularıma her zamana söylerdim. Özellikle de böyle kritik maçlar öncesinde. Onlara bu tür söylentilerle, böyle bir konuda gündeme gelirsek hepinizin futbol hayatını bitiririm derdim. Bunu istediğiniz oyuncuma da sorabilirsiniz! Biz kazandığımız her maç sonrasında bunu muhasebeleştirip oyuncularımıza dağıtırız. Ben evimde iş yapmam. Benim ofisim vardır. Asla evimde iş yapmam. Bu korkunç bir yalan! Cafer bizden ayrıldı ve onunla çalışmayacağımızı beyan ettik. Benim düşünmediğim bir oyuncu olduğu için belki de böyle bir şey düşündü. Biz böyle hesapların peşinde olmadık. O camia şerefli bir camia ve biz şerefli insanlarız. Bu olaylar başarımızın önüne geçti ve bu olaydan ötürü çok derinden yaralandık.
Vatan gazetesinde kendi ağzından yayınlanan "2000-2001 sezonundaki Galatasaray-Ankaragücü maçından sonra, bir taksi şoförü takımın malzemecisine "Bunu size Fenerbahçeli yönetici yolladı" diyerek bir çanta bıraktı. Biz maçı 2-1 kazandığımız için Fenerbahçe şampiyonluk yolunda büyük avantaj sağlamıştı. Çantayı açtık, içinden tam 300 bin dolar teşvik primi çıktı. Bu parayı oyunculara ve kulüp çalışanlarına eşit bir biçimde dağıttım." açıklaması hakkındaki yorumu ne?: "Tekzip yayınladım"
"Bu konuşmayı Can Çobanoğlu ve Turgay Biçer'in yanında yapmışım. Böyle bir şey olamaz. İsterseniz bu kişilere de sorun. Biz bu haber çıktığında Avusturya'da kapmdaydık. Hemen bir tekzip yayınladık. Fakat bu tekzibi nedense medyada sadece Ajansspor, Hürriyet ve Milliyet kullandı.
Ayrıca Cafer Aydın'ın böyle bir olay olmadığı yönünde Şike - Teşvik Araştırma Komisyonu'na verdiği bir ifade var. Ben o ifadeyi oraya baskıyla verdim de demiyor fakat benimle olan bir husumetinden bahsediyor! "Aramızda öteden beridir bir husumet mevcuttur" diyor. Evet bu vardır. Ben onu gittiğim takımlarda kadro dışı bıraktım. Bundan dolayı olabileceğini düşünüyorum.
Bizim dağıttığımız paraların kulüp tarafından verildiÄŸi yönünde belgeler zaten var! O zamanda kulüpte düzenli ve ÅŸeffaf bir düzenle baÅŸarı saÄŸladık. O dönemde bu konuda araÅŸtırma yapan Åžike TeÅŸvik Tahkik Komisyonu'nda bir milletvekilimiz bana ‘bir komplo ve husumet olduÄŸunu düşünüyor musun' dedi, ben de bunu sizin takdirinize bırakıyorum dedim. Sonra bunun bir husumetten kaynaklandığını da kendileri de açıkladılar. Biz zaten o sene hem Galatasaray'ı hem, Fenerbahçe'yi, hem BeÅŸiktaÅŸ'ı, hem Trabzonspor'u yendik. Böyle bir paranın böyle bir kulüpten içeri girmesi mümkün deÄŸil! Bunun beni Milli Takım'dan kopartmak için yapılan ÅŸeyler olarak düşünüyorum.
Eski Nazilli Belediyespor'lu takım arkadaşı kaleci Nedim Şişko'nun yaptığı; "Şampiyonluğa giden Alanyasporlu yöneticiler bizim maçı bırakmamız ve benim 2 gol yemem için kapıma geldiler. Ersun Yanal da o sırada arabada bekliyordu" iddiası hakkındaki yorumu: "Ben o zaman askerdeydim"
Benim arkadaşım beni arabada nasıl görmüş. Ben o dönemde askerdeyim. Beni orada görmesi mümkün değil. Bu arkadaşımla böyle bir olayın cereyan etmesi mümkün değil. Benim olayla ilgili olmadığım da zaten ortaya çıktı. Benim orada oynadığım arkadaşlarım çocukluk arkadaşım. Bunlar çirkin şeyler. Belli bir düşkünlük sonrasında bir şeyler kazanmak ve menfaat elde etmek için bu tür şeyler yaptıklarını biliyoruz. Maalesef durum bu şekilde.
Kaynak : www.ajansspor.com
Önceki Haber
Sonraki Haber
04 Mayıs | |
2008: Fenerbahçe (D) 2-3 | |
2002: Bursaspor 3-2 | |
1997: Trabzonspor 1-1 | |
1986: Ankaragücü 1-3 | |
1980: Tarsus Ä°dm. Yrd. 2-0 | |
1969: EskiÅŸehirspor (D) 1-2 | |
1968: Vllaznia (D) 0-1 | |
1963: Ä°zmirspor 4-1 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |