İlhan Eker... Gençlerbirliği OFTAŞ mucizesine imza atan, isimsiz karamanlardan birisi. Takım kaptan. Başarılı bir futbolcu, mütevazi bir genç. Efendi, sıcakkanlı, espritüel ve cana yakın. "Ben" değil "Biz" demeyi seviyor. Arkadaşlarını yere göğe sığdıramıyor. Gençlerbirliği'ni, ömür boyu kalmak istediği sıcak bir yuva olarak görüyor. Belli ki, çok iyi bir kaptan. Seviliyor, sayılıyor. İşte, yarının yıldız futbolcusu, bugünün genç lideri İlhan Eker ile çok hoş bir sohbet yaptım. Buyurun okuyun, beğeneceksinizden eminim.
-Kendini kısaca tanıtır mısın?
24 yaşındayım. 6 yıldır Gençlerbirliği OFTAŞ formasını gyiyorum. İki yıldır da takım kaptanlığı yapıyorum.
-Her şampiyonluğun bir hikayesi vardır. Sen de, şampiyonluk hikayenizi anlatır mısın?
Bizim şampiyonluğumuz hırsın, inancın ve birlikteliğin bir ürünü. Gecemizi gündüzümüze katarak, her şeyimizi ortaya koyarak, mutlu sona ulaştık. Biz zaten şampiyonluğa alışmış bir ekibiz.
-Ne gibi?
Son 4 sezonda 3 kez şampiyon olduk. 3. Lig'den, Süper Lig'e kadar geldik. Hızımızı kesmeye de niyeimiz yok. Gelecek sezon, UEFA Kupası'na kalırak, kimse şaşırmasın (Gülüyor).
-Çok inançlı ve iddialısın.
Elbette... Bu inanç ve iddia boşuna değil. Bu ekip, yıllardan beri bir arada oynuyor. Herkes birbirini tanıyor. Ögüvenimiz çok yüksek. Göreceksiniz, gelecek sezon Süper Lig'in en çok ses getiren ekibi biz olacağız.
-Neye dayanarak bunları söylüyorsun?
İyi futbolcu, görevini iyi yapan futbolcudur. Bizde herkes görevini iyi yapıyor. Çok koşuyoruz, çok mücadele ediyoruz, eksiklerimizi iyi kapatıyoruz. Yenilgiye tahammülümüz yok. Hem psikolojik, hem de fiziksel olarak, çok iyi durumdayız. Üç, dört iyi yabancı ile tavan yaparız.
-Çok mütevazi bir yaşam biçiminiz olduğunu biliyorum.
Tamamına yakınımız, tesislerde kalıyor. Birlikte yiyiyoruz, birlikte içiyoruz. Çok düzeli bir hayatımız var.
-Doğal olarak, bugüne kadar elinize az para geçmiştir. Mesela hepinizin arabası var mı?
Genelde var. Ama tamamına yakınımız, kredi ile aldık. Ödemelerimiz devam ediyor. Halimizden şikayetici değiliz. Kulübümüz, bize hakettiğimiz parayı bugüne kadar verdi, bundan sonra da verecektir.
-Sizin için yeni sezon çok önemli.
Bize sadece bir sezon fırsat tanınsın gerisi kolay. Bu kadro dağılmasın. Yeni sezondan da çok ümitliyiz. Süper Lig'e renk katarız. İçeride ve dışarıda çok iyi oynarız. Türkiye bizi konuşur. Öyle ki, üç büyüklerden sonra sıralamada biz geliriz.
-Sevgili İlhan, çok güzel söylüyorsun. Dilerim, yeni sezona firesiz girersiniz ve tek yumruk olursunuz. Çünkü bunu fazlasıyla hak ettiniz. Sizler, çok saf ve temiz duygular neticesinde bugünlere geldiniz.
Teşekkür ederim. Atilla ağabey... Herkesin bildiği gibi, üç sezon önce 3. Lig'de mücadele veriyorduk. ASAŞ adı altında top koşturuyorduk. Başarısız bir sezon geçirdik. Kadroda Gökhan Ünal, Emre Toraman, Sedat Ağçay ve Serdar Özbayraktar gibi futbolcular vardı. Düşünün, Gökhan Ünal, Süper Lig'de gol kralı oldu. Emre Toraman, Kayseri Erciyesspor'da banko oynuyor.
-Ve bu takım başarısız oldu.
Evet. Bunun üzerine Ankara Demirspor'a satılma durumumuz, gündeme geldi. Fakat bu satış gerçekleşmedi. Bunun üzerine biz 5 futbolcu olarak idmanlara çıkmaya başladık.
-Çok ilginç. Kim bu 5 futbolcu?
Ben, Fatih, Ferhat, Ali ve Ahmet... Sonra Gençlerbirliği PAF takımından gelen oyuncularla 16-17 kişilik bir kadro oluşturduk. Başa da Özgün Kaya getirildi. Bu şekilde 3. Lig'de şampiyon olduk.
-Metin Diyadin'in ayrılması sizi çok üzdü.
Anlatılmaz... Metin Hoca'yı bir ağabey, bir dost olarak çok seviyorduk. Halen de çok seviyoruz. Gerek kendisiyle, gerekse yardımcılarıyla, çok samimi bir ortamı paylaştık. Bize, güven aşıladı. En zor şartlarda bile ayakta durmayı öğretti.
-Diyadin adam gibi adamdır.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçının devre arasında, "Çocuklar, biz iyi takımız. Rakip de iyi takım. Çıkın, elinizden geleni yapın. Daha iyi olan kazansın" dedi. Nitekim, verdiği bu güven doğrultusunda sahaya çıktık ve karşılaşmadan galip ayrıldık. Bu derece de centilmendi.
-Gönül isterdi ki, Diyadin ile devam edebilseydiniz.
Nihayetinde Metin Hocanın, çok iyi bir futbolculuk geçmişi vardı. Bize yaşamından sık sık örnekler veriyordu. İyi bir futbolcunun nasıl olması ve neler yapması gerektiğini anlatıyordu. Haliyle başarımızda ve olgunlaşmamızda, bu anlattıkları önemli rol oynadı.
-Osman Özdemir'in de işi hiç kolay değildi. Kutlamak gerekir.
İnanılmaz... Osman Hoca da çok zor bir görev üstlendi. Rizikoya girdi. Başarısızlıkta fatura kendisine kesilebilirdi. Ama iyi bir teknik adam ve iyi bir ağabey olarak, elinden gelen her şeyi yaptı. Takımı toparladı, güven aşıladı, bilgisi ve inancı doğrultusunda zirveye ulaştırdı.
-Hep iyi antrenörlerle çalışmışsınız. Özgün Kaya, bilgisi ve kşiliği ile çok kaliteli bir teknik adam.
Kesinlikle. Özgün Hocanın bize sağladığı katkıları unutamayız. 2. Lig B Kategorisinde takımı Kahraman Karataş çalıştırmaya başladı. Sezonun ikinci olarak bitirdik. Ama anlatmak istemediğim bazı üzücü olaylar nedeni ile şampiyonluğu kaybettik. Ertesi sezonun 3. haftasında ise Kahraman hocanın yerine Metin Diyadin işbaşı yaptı.
-Dikkatimi çekti, her maçınızı çok sayıda aile izliyordu. Yani anne, baba, çoluk, çocuk el ele.
Buradan da ailelerimize teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bizi hiçbir maçta yalnız bırakmadılar. Özellikle Cebeci İnönü Stadı'nın bir bölümünü tamamen ailelerimiz oluşturdu. Hatta bazı deplasman maçlarına gelen yakınlarımız bile oldu. Onlardan aldığımız enerji ve moral doğrultusunda zor işlere kolay imza attık.
-Her maçınızı final havasında oynadınız.
Hiçbirine yürek dayanmaz. Samsun deplasmanında Kemal Akbaba, 94'te bir gol attı, maç bitiminde hepimiz yerlere yattık, sevinçten ağlamaya başladık. Oysa bizim bu golden 10 saniye önce, Samsunspor yüzde yüzlük bir gol kaçırmıştı. Zaten bizim gollerimizin önemli bölümü son dakikalarda geldi.
-Farkındayım sen de doksanıncı dakikalarda 2 gol attın ve ikisinde de sahadan 1-0 galibiyetle ayrıldınız. Sence nasıl geliyor bu son dakika golleri?
Çok yüksek tempoda oynuyoruz. Direncimiz, inancımız hiç bitmiyor. Sürekli bastırıyoruz. Fiziğimiz ve arzumuz uzatma dakikalarında bile üst seviyelerde olabiliyor. Üstelik bizim takımımızda çok sayıda gizli yıldız var. Hangi arkadaşım, Süper Lig'de hangi takıma giderse gitsin banko oynar. İddia ediyorum A Milli takıma bile 2 ya da 3 arkadaşım çağrılacak.
-Çok güzel.
Ama bir kez daha söylüyorum. Bu takım dağılmasın. Tek arzumuz, hedefimiz bu. Zaten Süper Lig'deki başka takımlara tek tek transfer olacağımıza, takımın komple birinci lige çıkartmanın daha uygun olacağını düşündük. Bir arada oynamanın tek yolu olarak, ilk planda bunu gördük (gülüyor).
-Belli ki, sizin takımda birlik ve beraberlik çok üst düzeyde.
Her türlü gerginliğe karşı stresi hiç sevmiyoruz. Sürekli şakalaşıyoruz. Birazda gençliğin verdiği duygu ve düşünceler doğrultusunda gülüyoruz, eğleniyoruz.
-Ne yapıyorsunuz mesela?
En basitinden deplasman maçlarına giderken ve dönerken, otobüsde ikiye yarılıyoruz. Sürekli birbirimizin aleyhinde tezahürat yapıyoruz. Bağrıyoruz, çağrıyoruz, şarkılar söylüyoruz. Fıkralar anlatıyoruz, laf yetiştiriyoruz. Söz yazıyoruz, şarkılar besteliyoruz. Tabi en ufak kırılma, gücenme olmadan çok iyi şakalaşıyoruz.
-Mutlaka elebaşlarınız da vardır.
Olmaz mı... (Gülüyor) En başta Cemal ve Gıray... Sonra da Bülent Kocabey. Sağolsunlar hiç durmazlar. Hepsi de takımın neşe kaynağıdır. Sürekli bir şey üretirler. Sayelerinde moral depoluyoruz.
-Sizin başarınızdan en fazla İlhan Cavcav memnun olmuş olsa gerek.
Ksinlikle sayın onursal başkanımızı, zaten babamız gibi görüyoruz. İlgisini ve sevgisini bizden hiç esirgemedi. Kendisi de dünya çapında bir başarıya imza attı. Başka başkanlar bir tek takımı bile başarıya ulaştıramazken, bizim başkanımız birini şampiyon yaptı, diğerini de Süper Lig'de üst sıralara oynattı.
-Cavcav'ın Türk futbolunda yeri ayrıdır.
Resmen aile gibiyiz. İlhan Cavcav, bir baba olarak şefkatini esirgemiyor ve her türlü desteği gösteriyor. Öyle ki, hiçbir futbolcunun, kulüpten tek kuruş alacağı yok.
-İlhan ağabeyin eli biraz sıkıdır ama sözü senettir. Aldığınız paranın kıymetini iyi bilin. Çünkü o para, Cavcav doları ya da dinarıdır. Çok değerlidir.
Bilmez miyiz! Grubumuzda her takım milyonlarca dolar harcadı. Malatya'nın, sadece bir Celil için verdiği para, bizim toplam maliyetimizden daha fazla. Ama Malatyaspor'un durumunu, herkes gördü. Biz bu işin, sadece parayla pulla değil, inançla ve dayanışmayla olacağını kanıtladık. Kulüp başkanımız Turgay Kalemci, başkanlığın nasıl olacağını herkese gösterdi.
Röportaj: Atilla Türker
Kaynak : Hürriyet Ankara Gazetesi
Önceki Haber
Sonraki Haber
19 Mayıs | |
2016: EskiÅŸehirspor 3-1 | |
2013: Bursaspor 2-2 | |
2007: Sakaryaspor 1-0 | |
2001: Y. Yozgatspor (D) 1-1 | |
2000: Samsunspor (D) 2-1 | |
1996: Bursaspor 2-1 | |
1991: Boluspor 0-0 | |
1985: Malatyaspor (D) 0-2 | |
1974: Zonguldakspor (D) 2-5 | |
1968: BeÅŸiktaÅŸ (D) 0-1 | |
1963: BeÅŸiktaÅŸ (D) 0-2 | |
1962: YeÅŸildirek (D) 0-2 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |