Ankara'nın iki Gençlerbirliği'si, 19 Mayıs'ta taraftarları çileden çıkarttı, kahretti ve 0 puan çekti.
Bu hafta yazımı iki takıma birden ayırıyorum. Aslında niyetim, Gençlerbirliği Oftaş veya Gençlerbirliği'nden sadece biri hakkında yazmaktı. Ama bu hafta izlediğim iki takım da futbol adına toplasanız ancak bir yazı edecek kadar performans gösterdi.
Gençlerbirliği Bitmiş
Gençlerbirliği'nde Bülent Korkmaz sonrası değişiklikler beklenebilirdi. Bülent Korkmaz benim için Erciyes'i bu sene başında bırakması ile futbol sihrini kaybetmiş bir teknik direktördür. Ligden düşmüş bir takımı tekrar lige çıkarmak, Avrupa mücadelesinde takımın başında olmak gibi tecrübeleri edinmek varken, kısa yoldan, yeterince pişmeden basamakları çıkmayı yeğledi. Allah yolunu açık etsin ama acele etmesinin iyi olmadığı görülüyor. Bülent Korkmaz yönetiminde Gençlerbirliği, Denizlispor maçına kalede Gökhan, defansta Erhan, Tuna, Tolga, Eren, orta sahada Kerem, Mehmet Nas, Engin, Nick Carle, Mehmet Çakır ve forvette Isaac. Denizlispor ise, kalede Suleymanou, defansta Allyson, Burak, Murat Karakoç, Hasan Yiğit, orta sahada Zafer Demir, Tomas, Carlos Alberto, Yusuf, Serhat, forvette ise Gökhan Güleç.
Her iki takım da 4-2-3-1 ile 4-5-1 arası gidip gelen taktikte sahaya çıkmıştı. Denizlispor için bu taktiği anlamak son derece doğal. Ne de olsa deplasmanda oynuyorlardı. Fakat Gençlerbirliği gibi puana ihtiyacı olan bir takımın, hem de evinde, yedek kulübesinde Okan ile Kahe varken tek santrofor ile sahaya çıkması anlaşılır iş değildi. Denizlispor'da görünen taktik, Serhat'ın sağ kanattan Gökhan Güleç ile geliştireceği ataklara Yusuf'un katılması üzerine idi. Ayrıca, tüm taçları Tomas'a kullandıracak kadar süper bir "vakit geçirme taktiği" geliştirilmişti. İlk yarıda Gençlerbirliği topa daha fazla sahip oldu gibi gözükse de, Engin, Carle ve Çakır'ın kaçırdığı önemli pozisyonlar dışında etkin değildi. Isaac, kendisine nedense havadan topları indirmeye ve Tomas ile birlikte göbeği üçlenen savunmada yalnız kalıyordu. Kerem orta sahada sürekli yan top ve isabetsiz pas göndererek Gençlerbirliği'nin defansif gücüne negatif katkı yapıyordu. İlk yarının yıldızları, kapalının önündeki yardımcı hakem ve Suleymanou oldu.
İkinci yarıya başlarken Bülent Korkmaz, 45 dakika geciktiği işi yaptı: Okan'ı sahaya aldı, Engin'i çıkarttı. Kahe'yi alması daha iyi bir opsiyondu ama yine de daha gerçekçi bir taktiğe geçildi. Fakat, bu sefer de Yusuf isimli bir oyuncu devreye girmeye başladı. Topu öyle bir tutuyordu ki, kendisini kovalayan kırmızı-siyahlıların çabaları nafile kalıyordu. Serhat da ilk yarıdaki silik performansından uzaklaşınca Horozlar ataklarını artırmaya başladı. Penaltı pozisyonunda Eren'in elle oynamasını net göremedim, televizyondan daha net izleyebiliriz. Güvenç Hoca, çok akıllıca bir hamle ile Carlos Alberto'yu alıp Fatih Egedik'i sahaya sürdü. Solda Serhat, sağda Fatih, bu teknik oyuncular ile ileride daha fazla topa sahip olmayı amaçlamıştı ve Fatih-Serhat imzalı 2.gol, 60.dakikada geliverdi. Bülent Korkmaz, haklı ve doğru olarak Kahe'yi de sahaya aldı. Bu dakikadan sonra skor 5, 6 olsa önemli değildi artık. Kapalının önündeki yardımcı hakem, penaltı ile başlayarak tüm taraftarların tepkisini çekmişti. Hatta açıkçası bayağıdır bir Gençlerbirliği maçında hakeme küfür edildiğini duymamıştım.
Geri kalan dakikalarda maça damgasını Isaac'in şahsi oyunu ile bu oyuna dair inciler(!) düzen, tribünlerde bas bas bağırarak herkesin kendisine gözlerini dikmesini sağlayan bir taraftar vurdu. Bu taraftar, 10 dakika boyunca Isaac'e saydırdı. Isaac, 79'da golü atınca ise tüm tribünler gole sevinmekten daha ziyade, kendisine bakarak kahkahaya boğulmuştu. Açıkçası 19 Mayıs Stadı'nda bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Yeşil-siyahlılar maçı son derece hak ettiler, hocalarının taktiğinden çıkmadılar, Güvenç Hocaları da doğru değişiklikler ve tercihlerle skora damgasını vurdu. Maçın yıldızı futbolcu olarak Yusuf, saha dışında ise kapalıdaki taraftar olmuştu. İsyanı haklıydı:"Kendi evimizde neden tek forvet çıkıyoruz sahaya!"... Kırmızı-siyahlıların hali içler acısı... Ligde 16.sıradalar..Bu duruma en son kimbilir ne zaman düştüler... Oyuncuların performans hatası da var, transfer politikasındaki yanlışlar, teknik direktör seçimlerindeki hatalar... Ama en önemli hatayı, teknik direktörlerini bozuk para gibi harcayan sayın İlhan Cavcav yapıyor: YANİ YÖNETEMİYOR!
OFTAŞ'a Yazık Oldu
Turkcell Süper Lig'in sempatik takımı Gençlerbirliği Oftaş, bu maça 14 puandaydı. Galip gelse yukarıdaki kopmak üzere olan gruba yaklaşacaktı. Konyaspor ise Unal Karaman ile bir çizgi yakalama yolundaydı. Oftaş bu maça, kalede Recep, defansta Orhan, Giray, İlhan, Hakan, orta sahada Tozo, Kadir, Olgay, Sterjovski, Serkan ve forvette Savaş. Konyaspor ise sahaya kalede Oğuzhan, defansta Erkan, Burak, Ömer, Kaue, orta sahada Erman, Mustafa, Sedat, Neca, forvette Hacıoğlu ile Sabin.
Son zamanlarda izlediğim en iyi mücadelelerden biri oldu bu maç. İlk yarıda Oftaş, sol kanattan oynamayı yeğlemişti. Sterjovski, arkasından fırtına gibi koşular yapan Hakan Aslantaş ile birlikte etkili oluyordu. Fakat, Sterjovski'nin bir sıkıntısı vardı. Erkan'ın kendisine yaptığı sıkı markaj, yavaş yavaş sinirlerini bozmaya başlamıştı. Konyaspor'da ise Sabin, Anelkavari bir şekilde geriye kadar gelip topları alıyor, ataklarda etkin rol oynuyordu. Neca, savruk oynuyordu. İlk yarıda her iki takım da yerden bol pas yaparak topu sürekli oyunda tuttular. Konyaspor'lu futbolcuların sakatlıkları her nedense bitmek bilmemişti.
İkinci yarıya başlarken Batista'nın oyuna girmesi ile Konyaspor, kendini daha sağlama alma yoluna gitmişti. Oftaş'ta Savaş son derece etkisiz bir günündeydi. Serkan da yeterince sağdan ataklara katılamıyordu. Hakan Aslantaş'ın inatla getirdiği ataklar ve yaptığı vuruşlar da isabetsiz olmaktaydı. Unal Karaman, Veysel ve Washington gibi iki forvetini sahaya sürerek, rakibin direncinin düşmesinden faydalanıp üstüne gitti ve son dakikada da olsa istediğini aldı. Oftaş, forvette Savaş'ın, orta sahada Kadir'in, kanatta Serkan'ın kötü performansı, Sandro'nun olmayışı nedenlerle bu maçta yeterince gücünü sahaya koyamadı. Konyaspor'u ise kutlamak gerek. Oftaş'a yazık oldu desem de Konyaspor'a helal olsun.
Kaynak : www.ntvspor.net
Önceki Haber
Sonraki Haber
28 Mart | |
1998: Ä°stanbulspor (D) 3-3 | |
1984: Karşıyaka 1-1 | |
1982: Ä°skenderunspor (D) 1-1 | |
1976: Denizlispor (D) 1-0 | |
1971: Trabzonspor (D) 2-2 | |
1970: Altay 2-0 | |
1965: Ä°zmirspor 1-0 | |
1964: BeÅŸiktaÅŸ (D) 1-1 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |