Taraftarların hayatında özel yeri olan maçlar vardır. Çoğunlukla yüksek kıdemli maçlarda kazanılan zaferlerdir bunlar. Bir final maçında kazanılan galibiyet ya da favori sayılan bir "büyük" takımı devirdiğiniz maç... Böyle maçların hatırası, kolay kolay insanın zihninden çıkmaz. Günler boyunca kafanızda o maçın pozisyonlarını muhayyilenizde canlandırırsınız, golleri tekrar tekrar atarsınız hayal hanenizde. Televizyon kanalının birinde o gollerin tekrarının yayımlanması size fazla bir şey ifade etmez; çünkü siz o pozisyonların "aslını" kafanızın içinde döndüre dolaşa oynatıyorsunuzdur zaten.
Taraftar hayallerle yaşar. "Kurulan" hayaller kadar önemlisi, "hatırlanan" hayallerdir. Muhayyel bir şampiyonluğu koparan maçı hayalinde yaratmak kadar önemlidir, geçmişteki bir müthiş maçın manzaralarını tekrar kurgulamak.
Ben de işte diyorum ki: Bir Gençlerbirliği taraftarı olarak, şu 24 Eylül Perşembe günü olanların hayalimdeki hatırasıyla ben epey bir yaşarım!
Öğlen Gençler taraftarlarının Blackburn Rovers taraftarlarıyla oynadığı maçta gördüklerimi hafızamda tekrar yaşatmaya, daha maçın üzerinden bir saat geçmeden başlatmıştım zaten. Orada futbolseverlik ve taraftarlık neşesi etrafında kurulan ahbaplık ortamı... Birbirinin dilini bilenlerin de bilmeyenlerin de bu neşeyi paylaşması... Maç sırasında "Havuç" abinin kendisini marke eden Blackburn'lüye "çok uzunsun, top alamıyorum" diye şikâyette bulunması, bunun üzerine gülüşerek kucaklaşmaları... Bu manzaraları Türkiye'de başka bir kulübün taraftarlarının yaratmasının çok zor olduğuna inanıyorum ve bundan gurur duyuyorum. Bu işi yaptık ya, A takım maçının skoru ne olursa olsun, "turu geçmiş" saydım kendimizi. Mağlubu Blackburn Rovers olmayan bir galibiyetti o. Mağlup varsa, iki ülkenin kışkırtıcıları idi...
O sahneleri, oradaki samimiyeti ve ısrarla bu kelimeyi kullanıyorum, neşeyi, çok zevkli anlar olarak hep hatırlayacağım, hep hayalleyeceğim. Bir final maçı kadar güzel bir hatıra kazandım! Bu organizasyonda emeği geçen herkese, iki taraftar grubu arasındaki buluşmayı kotaran sevgili Barış Karacasu'ya, Taraftarlar Derneğimizin Başkanı Doğan Akpınar'a, halı sahada top tepen herkese şükran duyuyorum bunun için.
Akşamki "esas" maç da hâlâ kafamın içinde oynanıp duruyor. Skoko'nun sağiçten arka direğe kestiği o müthiş ortayı ve Serkan'ın kafa vuruşunun direkten sekişini... Skoko'nun gökten kaleye inen aşırtmasını... 2. golümüzde müthiş sür'atle gelişen o kombinasyonu... Youla'nın gol olan ve olmayan öldürücü sprint'lerini... Yine Skoko'nun (bence maçın yıldızı Youla'yla beraber oydu!) maçın son dakikalarında yerde seken bir topu rakibinin üzerinden aşırtıp açığa aldıktan sonra 25 metreden şutlayışını... Oyuncularımızın her golde birbirleriyle, kenardakilerle sarmaş dolaş olup takımcak sevinişini... Takımın oyun içindeki dayanışmasını ve kollektif uyumunu... nereye baksam bunları görüyorum. Gece uyurken hayalimde bu sahneler vardı, sabah bunlarla uyandım, her boşluk ânımda bunlar "oynuyor" zihnimdeki sinemada.
Blackburn Rovers gibi kalburüstü bir İngiliz takımı karşısında 3-1 galibiyet, çok iyi bir skor. Umarım bu güzel oyunun hakkını rövanşta da alırız, tarihimizde ilk defa Avrupa kupalarında bir tur atlarız! Ama bir kaza olursa da ne gam... 24 Eylül'ün güzel anları benim hayal hanemden hiç çıkmayacak.
Tanıl Bora
Kaynak : Radikal Gazetesi
Önceki Haber
Sonraki Haber
29 Mart | |
2023: Adanaspor 3-0 | |
2008: Denizlispor (D) 2-3 | |
2006: Ankaraspor 2-1 | |
1992: Bursaspor 2-3 | |
1987: Bursaspor 0-1 | |
1981: Beykoz (D) 1-2 | |
1969: Mersin İdm. Yrd. 3-0 | |
1964: Feriköy (D) 2-1 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |