->"Her Yıl O Hafta" istatistiÄŸi eklendi (23.10.2008)<-     ->"Rakipler ve Belalıları" Ä°statistiÄŸi eklendi (17.10.2008)<-     ->1. Ligde yaptığımız maçlar 100dönümlerine eklendi (26.02.2008)<-     ->Hava Durumu bölümü eklendi (31.01.2008)<-     ->"Seri Sonu" istatistikleri eklendi (30.12.2007)<-     ->Yılın Futbolcusu Anketine son yedi günde aldığı oy sayısı eklendi (08.12.2007)<-     ->Okumalık bölümü arama motoruna eklendi (07.12.2007)<-
 
 

 Röportajlar

01.12.2006-Erhan Güven

Erhan Güven: "Bu imkanların karşılığını vermeliyiz"

Gençlerbirliği'nin genç gözdelerinden. Şimdiki OFTAŞ, eskinin ASAŞ projesinin ilk ürünlerinden. Temiz yüzlü, efendi kişiliğine rağmen sahada bir canavar adeta. Hırslı, mücadeleci, tuttuğunu koparan bir karaktere sahip. Gençliğine rağmen sahip olduklarının farkında. Birçok yaşıtının aksine ağırbaşlı ve sorumluluklarının bilincinde. Futboldaki geleceğini İstanbul'da görüyor ve "Üç büyüklerde hep göz önündesiniz. Burada istediğin kadar oyna, fark etmiyor. Milli Takım'a seçilirken bile bu önemli bir fark. Orada oynayanların önü daha kolay açılıyor. Şampiyonluk yaşamak için de oraya gitmek gerek. Çünkü Anadolu'dan şampiyon çıkması çok zor" diyor.

Futbola nerede başladın?

- 13 yaşımda Kırıkkalespor'da başladım. Amcam o takımın kalecisiydi ve beni teşvik etti. Ancak profesyonel takıma çıkamadım o zaman. Futbolu o kadar seviyordum ki, babam öğretmen olmasına rağmen okulumu bile ihmal ettim. Doğrusu babam da seviyordu futbolu ve bana hiç kızmadı. Teknik direktör Mesut Demirovic'ti. Beni beğenmiş. Ancak o sırada kulüpte durumlar iyi değildi. "Seninle çok fazla ilgilenemiyorum" dedi ve Gençlerbirliği'ne gönderdi. PAF takımında Battal hoca vardı. O ayrılınca tekrar Kırıkkale'ye dönmek zorunda kaldım.

Gençlerbirliği'ne tekrar gelmen nasıl oldu?

- Ankara'da Milli Takım seçmeleri vardı. Özgün Hoca ile Ahmet hoca beni beğendiler. Altyapıda Gençlerbirliği maceram yeniden başladı. Derken ASAŞ'a aldılar. Üç sezon orada oynadım. Bazen Gençlerbirliği ile aynı anda antrenman yaptık. İmrenerek bakardım. O zaman kendime "Bu takımda oynayacağım" diye hedef koydum. A takımı bu kadar yakından görüp onlarla yanyana antrenman yapınca inandım orada oynayacağıma. Ama ne zaman olacaktı? Bunu bilmiyordum.

Kırıkkale'nin tozlu sahalarından sonra Gençlerbirliği'nin tesisleri sende nasıl bir etki yaptı?

- Kırıkkale'de amatör maçları toprak sahada oynardık. "A takımla hazırlık maçı yapalım da çim sahada oynayalım" diye iple çekerdik. İçimiz giderdi. Burada mükemmel tesisler gördüm. Hayalimdeki oyuncularla yan yana antrenman yaptım. Kendimi rüyada sandım. PAF takımı, ASAŞ derken kendimi Gençlerbirliği'nin A takımında buldum. O kadar hızlı gelişti ki. Devre arasında futbol hayatımın akışını değiştiren olay oldu.

Neydi bu önemli olay?

- Gençlerbirliği'nin devre arası kampı Antalyada'ydı. Ben ASAŞ'taydım. Çok iyi bir sezon geçiriyordum. Bazı mevkilerde boşluk olduğu için üç-dört arkadaş bizi de kampa aldılar. Çanakkale Dardanelspor'la bir hazırlık maçı vardı. Ziya Doğan hocamız Mehmet Çakır ile beni maçta oynattı ve beğendi. Bir hafta sonra da Sakaryaspor'a karşı Süper Lig maçında formayı verdi.

Ne hissettin bu durum karşısında?

- O dönemde çok fazla futbolcu yukarı çıkamıyordu. Hırslı, çalışkan bir futbolcuyum. Ama böyle aniden yükselince doğrusu şaşırdım. Bu kadar çabuk olacağını sanmazdım. Düşünün, bir hazırlık maçından kısa bir süre sonra Süper Lig'de oynuyorsunuz. O anı hiç unutmuyorum. Otobüste maça giderken o kadar heyecanlıydım ki. Sağolsunlar Ümit ağabey ve Erkan ağabey beni çok rahatlattılar. "Sakin ol oğlum sen iyi futbolcusun" dediler.

Nasıl geçti o maç?

- 10-15 dakika kadar heyecan heyecanım devam etti. Sonra düzelttim kendimi. 2-2 berabere kaldık. İyi oynadım, sürekli kadroya girmeye başladım.

Sağ tarafta sivrildin. Hep bu mevkide mi oynadın?

- Hep burada oynadım. Zaman zaman savunmanın, zaman zaman ortasahanın sağında. Zaten ikisi arasında büyük fark yok. Burada oynayan futbolcunun kapasitesi yüksek olmalı. Hem ofansif hem defansif çok şey yapması gerekiyor. En önemlisi de çok fazla koşması lazım. Bu problem değil. Çünkü koşmayı seviyorum.

En büyük özelliğin ne, zayıf yönlerin var mı?

- Mücadeleyi çok seviyorum. Hırslıyım. Oyundan kopmam kolay kolay. Hücumda biraz daha kendimi geliştirip ileride daha çok iş yaparsam çok daha iyi bir futbolcu olacağım.

Bu sıralar daha çok yedek kalıyorsun. Böyle çıkıştan sonra bu durum moralini bozuyor mu?

- Geri planda kaldığımı düşünüyorum. Her futbolcunun başına böyle şeyler gelir. Arkadaşlarımın daha iyi olması, hocamızın tercihi, herşey etkili bunda. Yedek kalıyorum diye oturup kara kara düşünecek halim yok. Moralim bozulmuyor değil. Ama hatayı önce kendimde ararım. Çalışıp formayı tekrar alacağım. Bunun başka yolu yok.

Futbol senin için ne ifade ediyor?

- Bu benim işim. Para kazanmamı sağlayan bir araç olarakta görüyorum. Ama ben bu oyunu çok seviyorum, keyif alıyorum. Bu yüzden başladım. Tabii zamanla yükseldikçe işin içine profesyonellik de girdi. Buralara gelmek için çok çalıştım. Kıymetini bilmem lazım. Sorumluluk gerektiren bir iş. Dışarıdan kolay gibi görünür ama çok zor bir meslek. Kendinize iyi bakmanız, dikkat etmeniz gerekiyor. Bu genç yaşta birçok şeyden mahrum kalıyorsunuz. Benim gece yaşantım da yok. Dışarıya sadece gezmek ve alışveriş yapmak için çıkarım.

Daha 24 yaşındasın. Gelecekle ilgili hayallerin neler?

- Öncelikle Milli Takım'da oynamayı çok istiyorum. Daha önce sadece A2 Milli Takımı'nda bir kere oynayabildim. Ay-yıldızlı formayı giymek büyük onur. Tabii her futbolcu gibi üç büyüklerde de oynamak isterim. 33-34 yaşıma kadar oynamayı düşünüyorum. Kendimde kafa olarak da vücut olarak da o gücü görüyorum. Bu söylediğim alt sınır tabii. Daha ileri yaşlarda da devam edebilirim. Dünyada bunun birçok örneği var. Tabii Bülent Korkmaz'da var. Kendime bu konuda Bülent ağabeyi örnek alıyorum. Beraber çalıştığımız dönemde bana çok faydası oldu. Her antrenmandan sonra bizimle konuşurdu. Kötü oynadığımız maçlardan sonra, özel yaşantımızda, her konuda bize destek oldu.

Taraftarı az olan bir takımda oynuyorsun, bu sizi nasıl etkiliyor?

- Bu durumun bizi olumlu diğeri olumsuz iki sonucu var. Beşiktaş, Bursaspor gibi takımların taraftarları futbolcu üzerinde özellikle işler kötü gittiğinde olumsuz bir baskı oluşturabiliyor. Öte yandan taraftar desteğinin katkısı olduğu da bir gerçek. Ben hiç yoğun tribün desteği görmedim futbol hayatımda. Onun için nasıl bir duygu olduğunu tam bilmiyorum. Ama deplasmanlarda rakip takımın seyircisi de olsa o havayı hissediyorum. Büyük maçlarda zaten ister istemez daha iyi konsantre oluyorsunuz. O maçlarda dikkat çekmek daha kolay.

Gençlerbirliği'nde her şey düzenli. Ödemeler bile tam zamanında yapılıyor. Bu sizi rahatlığa itiyor mu? Zaman zaman "memur takımı" diye adlandırılmanıza ne diyorsun?

- Bana göre böyle bir durum var. Burada bütün imkanlar mevcut. Kötü gittiği zaman nasıl olsa düzelir, toparlarız diye düşünülmemeli. Bu imkanlar, para sıkıntısı olmaması futbolcuyu rahatlatıyor. İşler iyi gitmese de gitse ödemelerimiz aksamaz. Bizim de buna göre oynamamız lazım.

Bu kadar rahat bir ortamdasınız, üzerinizde taraftar baskısı da yok. Nasıl motive oluyorsunuz?

- Bu konuda Mesut Hocanın bize büyük katkısı var. Maçı çok iyi anlatıyor ve oyuncuyu motive ediyor. Genç bir takım olduğumuz için herkes kazanmaya aç. Bunlar bizim avantajımız.

Genç olmak dezavantaj mı?

- Başkaları "Bunlar küçük ezeriz" diye düşünebilir. Ama öyle değil işte. Zamanla aştık toyluk dönemini. Gerektiğinde sert oynarım. Kendimi ezdirmem. Sahada en sevmediğim şey bana küfür edilmesi, kasıtlı dirsek atılmasıdır. Bu ister istemez sinirlendiriyor insanı. Karşılık veriyorsun o zaman. ASAŞ'da Üçüncü Lig'de oynadım. Bir anlamda aşılandım böyle şeylere.

Anadolu takımlarında oynayanlar gözden ırak mı kalıyor biraz?

- Üç büyüklerde sırf bu yüzden bile oynarım. Çünkü orada hep göz önündesiniz. Burada istediğin kadar iyi oyna, fark etmiyor. Milli takım'a seçilirken bile bu önemli bir fark. Orada oynayanların önü daha kolay açılıyor. Ben şu anda Fenerbahçe'de oynasam Milli Takım'a daha kolay girerim diye düşünüyorum. Şampiyonluk yaşamak için de oraya gitmem gerek. Çünkü Anadolu'dan şampiyon çıkması çok zor. Hakemler de bunda etken. Etki altında kalıyorlar.

Kendine hangi oyuncuları örnek alıyorsun?

- Hakan Şükür profesyonelce yaşadığı için örnek aldığım futbolcuların başında. Ümit Özat ağabeyi çok beğeniyorum. Sağ ayaklı olmasına rağmen sol kanatta oynuyor, kendini çok geliştirdi. Cafu da müthiş bir oyuncu, aynı mevkide oynuyoruz ve onu çok beğeniyorum.

Böyle üst düzey oyuncularla karşılaştırdığın zaman Türk futbolcusunda eksik olan ne?

- Aramızdaki fark kesinlikle mantaliteden kaynaklanıyor. En basiti, biz antrenmandan sonra saçımız bile kurumadan hemen çıkar gideriz. Özel bir çalışma yapmayız, kulüpte oturmayız, dinlenmeyiz. Cafu hala aynı performansla oynuyorsa bu farklar yüzünden. Biz kendiliğimizden yapmıyoruz bunları. Bu zihniyet altyapıda yeterince verilmiyor bize. Buralara kadar geldikten sonra da düzelmesi çok zor. Gençlerbirliği bu konuda düzgün bir kulüp. Ama kaç tane var ki böylesi? Birçok yetenek, imkanlara ulaşamadığı için kaybolup gidiyor.

Teknik adamın bir maçta etkisi ne sence?

- Hazırlanmalarda, teknik, taktik anlamda tabii iki teknik direktörün rolü var. Ama sahaya çıktıktan sonra bunlar büyük ölçüde geride kalıyor. Orada artık her şey bizim elimizde. Takım olarak oynayan, mücadele eden kazanıyor. Bazen öyle birşey olur ki, taktik falan kalmaz. Futbolcu inisiyatif kullanabilmeli.

Futbolun dışındaki hayatında neler yaparsın?

- Genelde Mehmet Çakır'la beraber dolaşırım. Bir kafede otururuz, birşeyler içeriz, alışveriş yaparız. İyi bir ikiliyiz. Zaten A takıma da birlikte çıktık. Otomobillere merakım var. Ama birçok futbolcunun aksine kazandığım ilk ciddi parayla ev aldım. Bu yaşta geleceği hesaplayıp ona göre yatırım yapmalıyız diye düşünüyorum.

Unutmadığın bir olay yaşadın mı hiç futbolda?

- Asaşspor'dayken Konya'da bir maç oynadık ki, olacak gibi değil. 6-1 öndeydik. Son 20 dakikada yediğimiz gollerle maç 6-6 bitti. Gollerin bir kısmını da benim oynadığım taraftan yedik. Bu maç benim için hem unutulmaz hem de acı bir ders oldu.

Kaynak : Tam Saha Dergisi, Aralık

 DiÄŸer Röportajlar

Tarihte Gençler

16 Nisan
2021: Sivasspor 2-3
2006: K. Erciyesspor (D) 0-2
1983: Ankara Demirspor (D) 1-0
1978: Kayserispor 2-1
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir.
Arama Yap
  Takım O Av. P
1 Eyüpspor 29 43 67
2 Göztepe 28 29 56
3 Sakaryaspor 29 13 50
4 Çorum FK 29 17 49
5 Kocaelispor 29 9 49
6 Bodrumspor 29 17 48
7 Bandırmaspor 29 19 45
8 Gençlerbirliği 29 6 44
9 Boluspor 29 -5 43
10 BB Erzurumspor 28 6 40
11 Ãœmraniyespor 29 -8 34
12 Şanlıurfaspor 29 -5 33
13 Keçiörengücü 29 -10 33
14 Manisa FK 29 -1 32
15 Adanaspor 29 -18 31
16 Tuzlaspor 28 -17 28
17 Altay 29 -53 15
18 Giresunspor 28 -44 7
* Takım adlarına tıklayarak takımların performans tablolarına ulaşabilirsiniz.