->"Her Yıl O Hafta" istatistiÄŸi eklendi (23.10.2008)<-     ->"Rakipler ve Belalıları" Ä°statistiÄŸi eklendi (17.10.2008)<-     ->1. Ligde yaptığımız maçlar 100dönümlerine eklendi (26.02.2008)<-     ->Hava Durumu bölümü eklendi (31.01.2008)<-     ->"Seri Sonu" istatistikleri eklendi (30.12.2007)<-     ->Yılın Futbolcusu Anketine son yedi günde aldığı oy sayısı eklendi (08.12.2007)<-     ->Okumalık bölümü arama motoruna eklendi (07.12.2007)<-
 
 

 Röportajlar

05.02.2008-Mesut Bakkal

"Gaza basacağız"

Yoğun bir gündü bizim için... Sabahın erken saatlerinde gittik Özgür Şahiner'le birlikte Gençlerbirliği Kulübü'ne... Önce Mesut Bakkal'la bir sohbet yaptık. Dertleştik, derin mevzulara daldık. Sohbetin ilerleyen bölümüne Oftaşspor teknik direktörü Osman Özdemir de katıldı. Yanında yardımcıları da vardı. Eyüp Taş'ın, Mesut Bakkal'a, 'Hocam, bu sezon hayırlı olsun demek için 6. kez bu odaya giriyoruz. Dilerim bir daha gelmeyiz' şeklindeki sözleri, herkesi kahkahaya boğdu... Ardından yan odaya geçtik, yönetici Enis Safi ve menajer Cem Onuk'la bir röportaj yaptık... Haliyle ikisi de çok dertliydi. İkisi de, Bülent Korkmaz'a ateş püskürüyordu. Bu sohbet de bittikten sonra Bülent Korkmaz'la randevulaştık. Görevden alınan Korkmaz'la öğleden sonra Kızılay'da buluştuk. Korkmaz'la da 3 saate yakın konuştuk.

Enis Safi-Cem Onuk ve Bülent Korkmaz röportajlarını son iki gün içinde okudunuz. Hepsi de ilginç mesajlar, ilginç görüşler ortaya koydu. Kim haklı, kim haksız, siz karar verin... En azından zaman, kimin haklı, kimin haksız olduğunu gösterecek.

Haliyle bugünkü konuğumuz Mesut Bakkal... 8 ay önce görevden alınan Bakkal, tekrar Gençlerbirliği'ne geldi. Elbette ki söyleyeceği çok şey vardı. Çünkü olayların tam göbeğindeydi.

Buyurun okuyun, beÄŸeneceÄŸinizi umuyorum.

- Hocam, Gençlerbirliği'nden geçen sezon biraz tatsız ayrıldınız. Şimdi tekrar geldiniz. Neler oldu, anlatır mısınız?

- Belki de incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerden dolayı Gençlerbirliği'nden ayrıldım. Giderken herhangi bir saygısızlık yapmadım, herhangi bir saygısızlık görmedim. Zaten benim Gençlerbirliği'ne saygısızlık yapmam sözkonusu olamaz.

- DeÄŸil mi!

- Beni teknik direktör yapan, bana güvenen, bana bu imkanı sunan kişi, İlhan Cavcav'ın bizzat kendisidir. Hiç deneyimim olmamasına karşın, büyük bir sorumluluk verdi, takımın başına getirdi. O günlerde hiç tanınmıyordum. Ne yapacağım, takıma ne vereceğim, bilinmiyordu.

- O zamanlar için göreve getirilmeniz risk taşıyordu.

- İlhan bey bana güvendi. Nitekim hep beraber elele vererek başarılı işlere imza attık. Haliyle tanındım, ayakta kaldım. Gençlerbirliği'nde çalışmaktan dolayı her zaman mutlu oldum, gurur duydum.

- Ama şimdi de görev almanız, sizin adınıza risk taşıyor.

- Doğrudur... Ama bu kulübün bana kazandırdıklarını düşünürsek, bu riskin altına mutlaka girmem gerekiyordu. Bu riskten hep beraber kazançlı çıkacağımıza inandığım için teklifi kabul ettim.

- İlhan beyle güzel günler yaşarsınız.

- Zaten hep güzel günler yaşadım.

- Dilerim 7. teknik direktöre gerek kalmaz.

- İnşallah gerek kalmaz... Kalmayacağına da eminim. Bu konuda müthiş bir rahatlığım, inancım ve özgüvenim var.

- Hocam, direkt sorayım, Gençlerbirliği küme de kalır mı?

- Kümede kalacağına inanmasam, burada olmazdım. Kesinlikle ligde tutunacağız.

- Çok net söylüyorsunuz.

- Futbolcularımın karakterlerini, yapılarını, kapasitelerini, performanslarını ve becerilerini çok iyi biliyorum. Hepsi de zaten benim öğrencim. Daha önce birlikte çok güzel işler yaptık.

- Futbolcularınızı nasıl buldunuz? Bıraktığınız gibiler mi, yoksa bir fark var mı?

- Hepsini de iyi gördüm... Antrenman düzeyleri gayet iyi... Mantaliteleri de harika... İçinde bulundukları ortamın da farkındalar. Zaten çok karakterli oyunculara sahip bulunuyorum. Futbolcularımın bu olumlu görüntüsü, en kısa zamanda skora da yansıyacak.

- Hocam görüntü iyi diyorsunuz ama, takım alt sıralarda dolanıyor.

- Geçmiş haftalarla ilgili yorum yapmak istemiyorum. Her şeyden önce gereksiz... Kimseye faydası yok. Ama şu kadarını belirteyim ki, bundan sonra her maçımıza final havasında çıkacağız.

- O derece!

- Halen lig 6.'sı ile 17.'si arasında çok önemli bir puan farkı yok... Peşpeşe alınacak iki ya da üç galibiyetle bir anda üst sıralara tırmanabiliriz. O bakımdan son derece iyimserim.

"Ä°lk 3 haftada 9 puan istiyoruz"

- Bu haftaya dek Gençlerbirliği'nin kaç puan toplamış olması gerekirdi?


- 30... Gençlerbirliği'ne bu hafta itibarıyla yakışan puan, 30 olmalıydı.

- Bazı futbolcular bu sezon yetersiz performans ortaya koyuyor.

- Gelir gelmez tüm futbolcularımla konuştum. Hepsinin isteklerini, sıkıntılarını öğrendim. Her takımda, her futbolcu çok önemlidir. Çok önem verdiğim oyuncularımla iyi bir sinerji yarattım. Örneğin Isaac ve Engin'i karşıma aldım, uzun süre sohbet ettim. İkisi de hem gol atan, hem de iyi asist yapan oyuncular. Performanslarını üst düzeye çektikleri takdirde, hem kendilerinin kazançlı çıkacağını, hem de takımın bir anda üst sıralara tırmanacağını anlattım.

- Gerçekten, ikisi de çok yetenekli.

- Sadece ikisi değil... Kadromda bu tür çok oyuncu bulunuyor. Zaten son haftalarda takım çok iyi oynuyordu. Futbolcularımda ve takımda iyi bir maya var. Önemli olan bu mayayı kıvamına getirebilmek.
- Sezon sonuna kadar kaç puan toplarsınız?

- Önemli olan 39 puanın, yani düşme hattının üzerine çıkabilmek. Bu doğrultuda özellikle belli takımlar karşısında başarılı olmamız gerekiyor.

- Hangi takımlara karşı?

- Halen 24-25 puanı bulunan her takım, bizim en önemli rakibimizdir. Bu tür takımlar karşısında her maçı kazanmalıyız. En azından hiç kaybetmemeliyiz. Bu takdirde amacımıza daha kolay ulaşırız.

- Örnek verir misiniz?

- Önümüzdeki ilk üç hafta Ankaragücü ve Konyaspor ile kendi sahamızda, Manisa Vestel ile de deplasmanda karşılaşacağız. Bu 3 maçta 9 puan için sahaya çıkacağız. En azından 7 puan almamız gerekir.

- Ne olur o zaman?

- Halen 18 puanımız var, ekleyin üzerine 9 puan, ne eder, 27 puan eder. İşte o zaman derin bir nefes alırız, hatta farklı hedefleri düşünmeye başlarız.

"Savaşan bir takım olacağız"

- Futbolcularını iyi tanımanız, büyük avantaj olsa gerek.


- Kesinlikle... Antrenmanlarda detaya girmeme gerek kalmıyor. Hepsi de leb demeden leblebiyi anlıyor. Birbirimizin ne düşündüğünü, ne istediğini iyi biliyoruz. Her insanın olduğu gibi, her takımın da bir kimliği vardır.

- Sizin takımın kimliği nasıl olacak?

- Her maçı kazanmayı düşünen, kaybettiği maçlarda bile iyi performans gösteren, sahanın her yerinde baskı yapan, çok top kazanan, çabuk atağa kalkan, sürekli golü düşünen, savaşan ve yürekli oynayan bir takım olacağız.

- Anlıyorum.

- Gençlerbirliği'nde daha önce 75-80 maça çıktım. Bu çok ciddi bir rakam... Artık futbolcularımın ne yapacaklarını iyi biliyorum. Amiyane tabirle hangi futbolcumun ne zaman tuvalete gideceğini bile biliyorum. Zaten bu takım, benim takımımdı. Kadroyu ben kurdum.

- Nasıl yani?

- 2 sene öncesi bu orduyu ben kurdum. Hepsinin kişiliğini, karakterini, yeteneğini bilerek bünyeye kattım. Haliyle bu takım, benim takımım.

- Peki transfer olacak mı?

- Kulübümüzün belirlediği yerli ve yabancı futbolcular var. Önemli olan bize yararı dokunacak oyuncuları kadroya dahil edebilmek. Yani transfer yapmış olmak için transfer yapmayacağız.

- Hangi mevkilere oyuncu almak istiyorsunuz?

- Bir orta saha, bir de kenar adamı alabiliriz. Ama bu ille de kısa dönemde olacak diye bir şart yok.

- İdeal kadroda bir revizyon yapacak mısınız?

- Takımla çok fazla oynamayı düşünmüyorum. Önümüzdeki maçlarda tabloyu daha net göreceğim. Haliyle daha iyi olan, daha iyi görevini yapan futbolcuya şans tanıyacağım.

- Ne tür oyuncuya tahammülünüz yok?

- Sorumluluk almayan, mücadele etmeyen, kazanmak için yapılması gerekenleri yapmayan, antrenman coşkusu olmayan, bulunduğumuz ortamın bilincinde olmayıp da sürekli mazeret üreten futbolcuya tahammülüm olmaz.

"Vagona herkes binecek"

- Düşünceleriniz çok net.


- Bizim için bireyler değil, takım önemli... Bir trene bindik, bu trende vagona binenler, benimle birlikte gelirler.

- Ya binmeyenler!

- Vagona hepsi binecek.

- Çok ümitlisiniz.

- Bu takımın gerçek yeri burası değil. Ama geldiğimiz noktada sebepleri arayacağımıza, buradan nasıl çıkacağımızı düşünüyoruz. Futbolcusundan taraftarına, yöneticisinden teknik ekibine kadar herkesin iyi bir sinerjiye ihtiyacı var.

- Son haftalarda Çakır çok formda.

- Zaten Çakır A milli takıma uzak bir oyuncu değil... Çoktan hak etti. İnşallah kendisini Euro 2008'e yollayacağız.

- Engin'in performansı da yükselir gibi.

- Büyük yetenek. Ama ilk haftalarda beklenileni veremedi. Bunda kendisinin de suçu olabilir. Zaten görüştüm ve 'Bundan sonra kendin için değil, takım için yaşamalısın' dedim. Zaten bu görüşüm sadece Engin için değil, tüm oyuncularım için geçerli.

- Çok inançlısınız.

- Artık inancın da ötesinde bir düşünce taşıyoruz. Ya kümede kalacağız, ya da kümede kalacağız!

- Kaleci Periç'i nasıl buldunuz?

- Çok pozitif bir file bekçisi... Kalede kıpır kıpır... Recep de zaten iyiydi. Kaleciden yana sıkıntımız olmaz.

- Peki nerede problem?

- Hiçbir yerde yok. Bizim sadece iki galibiyete ihtiyacımız var. Yani tekerleği döndürmemiz gerekiyor.

- Tekerlek dönünce ne olur?

- Vitesi yükseltiriz, gaza basar gideriz.

Röportaj : Atilla Türker

Kaynak : Hürriyet Ankara Gazetesi

 DiÄŸer Röportajlar

  Takım O Av. P
1 Eyüpspor 30 43 68
2 Göztepe 30 32 60
3 Çorum FK 30 19 52
4 Kocaelispor 30 11 52
5 Sakaryaspor 30 13 51
6 Bodrumspor 30 17 49
7 Bandırmaspor 30 19 46
8 Boluspor 30 -4 46
9 Gençlerbirliği 30 5 44
10 BB Erzurumspor 30 3 41
11 Keçiörengücü 30 -9 36
12 Şanlıurfaspor 30 -5 34
13 Ãœmraniyespor 30 -9 34
14 Manisa FK 30 -1 33
15 Tuzlaspor 30 -14 32
16 Adanaspor 30 -18 32
17 Altay 30 -55 15
18 Giresunspor 30 -49 7
* Takım adlarına tıklayarak takımların performans tablolarına ulaşabilirsiniz.