->"Her Yıl O Hafta" istatistiÄŸi eklendi (23.10.2008)<-     ->"Rakipler ve Belalıları" Ä°statistiÄŸi eklendi (17.10.2008)<-     ->1. Ligde yaptığımız maçlar 100dönümlerine eklendi (26.02.2008)<-     ->Hava Durumu bölümü eklendi (31.01.2008)<-     ->"Seri Sonu" istatistikleri eklendi (30.12.2007)<-     ->Yılın Futbolcusu Anketine son yedi günde aldığı oy sayısı eklendi (08.12.2007)<-     ->Okumalık bölümü arama motoruna eklendi (07.12.2007)<-
 
 

 Röportajlar

11.09.2009-Ä°lhan Eker

Ä°lhan Eker: "80 lira galibiyet primiyle ÅŸampiyon olduk"

Takımımız kaptanı ilhan eker'le takımın ve kendisinin geçmişine, bugününe ve geleceğine dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Klasik bir soruyla başlayalım. Futbola nasıl başladın?

Balıkesirliyim ben. Balıkesir?de başladım. 15 yaşına kadar altyapılarda oynadım. 15 yaşından sonra 3. ligde takımla antrenmanlara çıkmaya başladım. 16 yaşımda ilk profesyonel maçımı oynadım. 17 yaşındayken de o zamanki adıyla ASAŞ'a, buraya geldim. O hikaye de ilginçtir aslında. O zamanlar ASAŞ'ı yeni almıştı Gençlerbirliği. Ben bilmiyordum nereye geldiğimi.. Gençlerbirliği'ne mi, ASAŞ'a mı.. Geçen sene o medyanın yaşadığı kimlik sorununu, biz o ilk sene yaşadık.

Baban kaleciymiş, hatta sen de ASAŞ?a gelmeden önce ve geldiğin ilk yıllarda forvet arkası ve orta sahanın solunda oynuyormuşsun. Defansa geçiş sürecini anlatabilir misin?

Bir devre arası kampında stoper oynayacak kimse kalmadı. Gerçekten kimse kalmadı. Bir kişi kalsa dahi oynatmazlardı beni. Ben de o maçta inanılmaz bir performans sergiledim. Oyunun hücum yönünde oynamak zevkli tabii ki ama ben kendi fiziksel özelliklerime göre en iyi mevkimi bulduğumu düşünüyorum.

Bugüne kadar gerek Balıkesir'de gerekse Ankara'da çok farklı teknik direktörlerle çalıştın. Diyadin, Özdemir, Aybaba ve diğerleri.. Bu hocaların kısaca senin oyununa artıları ve eksileri nelerdi?

Her hocanın sana kattığı bir şey elbette var. Ama ben şuna inanıyorum. Her oyuncunun öyle ya da böyle belirli bir yeteneği oluyor. Önemli olan bu futbolculara özgüvenin, sorumluluk alabilme özelliğinin kazandırılması. Bu açıdan Metin Diyadin takımdaki oyuncuları müthiş bir özgüven kazandırmıştır. Kahraman Hoca'nın yaptırdığı idmanlar takımın iyi bir ivme kazanmasına yardımcı oldu. Samet hocanın oyun bilgi de çok şey katmıştır. Her hocadan az ya da çok bir şeyler katıyoruz kendimize.

Peki, Thomas Doll?

O da en az bizim kadar efor harcıyor idmanlarda. Vücudu çok fit. Hatta şu anda takımda oynasa fena olmaz. Onun da içinde öyle bir istek var zaten. (gülüyor)

Seni diğer savunma oyuncularından ayıran özelliğin ne sence?

Kendimle ilgili bu soruyu cevaplamak ne kadar doğru ve hoş olur bilinmez ama dediğim gibi ben orta sahadan defansa geçtiğim için topla oynamayı daha çok seviyorum. Daha sağlamcı, daha garantici bir adamım. Oyuna top sokma konusunda da yetenekli olduğumu düşünüyorum.

Seni bugüne kadar en çok zorlayan forvet oyuncusu kim oldu?

Forvet oyuncularından çok forvet arkasından gelen hücuma yönelik orta saha oyuncuları rahatsız ediyor. Çünkü forvet oyuncusu belirli yerlere koşuyor. Artık Türkiye'de çoğu takım 4-2-3-1 ile oynuyor. O yüzden bu tip hücuma dönük orta sahalar daha çok sıkıntı yaratıyor. Yoksa defansta nerede duracağını iyi bilirsen, kademeyi iyi yaparsan pek bir problem olacağını sanmıyorum. Akıl ve mental açıdan sağlam olmak lazım. Ama mesela Anderson vardı. Tarzı çok zorlamıştı beni. Onunla oynamayı istememiştim hiç.

Karakterinle ve oyununla, yıllarca Gençlerbirliği'ne hizmet etmesini istediğimiz bir oyuncumuzsun. Biz ne kadar kalmanı istesek de, geleceğe yönelik planlar yapıyor musun?

Valla 9 sene oldu ben bu tesislerin kapısından içeri gireli. Burası bana çok şeyler kazandırdı. Hem oyunculuğum hem de kişiliğim adına Gençlerbirliği'nin katkısını yadırgayamam. Ama biz de bu takıma çok şeyler verdik. Geçen sene yaşadığım 2 sakatlıktan dolayı henüz çok fazla katkı yapabildiğimi düşünmüyorum Gençlerbirliği'ne ama ASAŞ'ın oluşmasında çok şeyler verdik. 80 milyon maç primiyle şampiyon olduk biz ASAŞ'ta mesela..(gülüyor)

Gençlerbirliği başarıyı hak eden bir camia. Oyuncuya karşı görevlerini yerine getiren, en iyi imkânları sunan bir kulüp burası. Veya taraftarımızı görüyorsunuz. Diğer takım taraftarları gibi küfür etmiyorlar, 10. dakikada olumsuz tezahürat yapmaya başlamıyorlar.

Milli takım hedefim hep var. Ama futbolda gelecek planlaması yapmak imkânsız. Yarın idmanda, maçta ne olacağını bilemiyorsun. Ben hep bugünü en iyi şekilde değerlendirmenin önemli olduğuna inanmışımdır. Çünkü sakatlık ya da benzeri bir problem yaşanır bilemiyorsun.

Milli takıma söz gelmişken.. Bosna maçını izlemişsindir. Bu kadar savunma hatasını gördükten sonra, herhalde iç geçirmişsindir "ben nasıl milli takıma seçilemiyorum" diye.. Milli takım konusunda fikrin nedir? Bir kırgınlığın var mı bugüne kadar hiç milli takıma seçilememen konusunda? Haksızlık yapılmıyor mu sence?

Keşke olmasaydı o hatalar. Ama ona yapacak bir şeyimiz yok. Herkesin saygısını kazanan kariyerli bir hoca var. Onun seçimi. Saygı duymak lazım. Ama üzüldüm maç sonucuna. Ülke olarak bir şampiyona boyunca kenetlenebilecektik. Dünya Kupası büyük bir fırsat futbolcuların marka değerini yükseltmek için.

Sence hala şansı var mı milli takımın Güney Afrika'ya gitmek için?

Neden olmasın? Futbolda her şey olabilir. Estonya ya da ispanya'nın Bosna'yı yenmesi imkânsız değil. Ama biz kazanabilecek miyiz Belçika'ya karşı? Orası önemli asıl.

Takım kaptanlığı görevini üstleniyorsun bu sene. ASAŞ'ta bu deneyimi yaşamıştın ama Gençlerbirliği'nde kaptanlık yapmak nasıl bir duygu?

Kesinlikle fark var ikisi arasında. Belki arasında 5-10 metre var 2 takım arasında sadece ama çok fark var. Ben asıl Gençlerbirliği'nin orası olduğunu düşünüyorum genç oyunculardan dolayı. Ama ana olan yer burası. Buradaki bakış açısı, taraftar, medyanın, dışarıdaki insanların bakışı daha farklı. Bu kaptanlık bana onur veriyor. Ama bunun da ayrı bir dert yükü var. Sorumluluğum artırıyor. Bir şeyler ters gidince takımda daha çok üzülüyorsun, her şeyini etkiliyor. Hatta bazen "böyle giderse benim hayatım uzun sürmez" diye şaka yaparım arkadaşlara. (gülüyor)

Aslında bu da kaptanlığın gerektirdiği şeylerden biri değil mi? Takımı sahiplenmek..

Sadece kaptan da değil. Bütün oyuncuların sahiplenmesi lazım. Sonuçta kim burada kötü vakit geçirmek ister ki? Buraya bir başı eğik, mutsuz gelmek var bir de buraya gülerek gelmek, zevk almak var yaptığımız işten.

Hocamız 10. haftadan sonra hedefin belli olacağını söyledi. Ama oyuncular arasında bir hedef belirlediniz mi kendinize?

Bu sene kesinlikle sıkıntı çekmek istemiyoruz. En başından beri konuşmalarımız bu yönde. Bir kere dışarıda, medyada geçen seneki imajı silmemiz gerekiyor. Bunun için de en kısa zamanda üst sıralarda yerimizi almamız gerekiyor. Sezonun ilk maçları çok önemlidir. Takımın yönünü belirler bu maçlar. İlk maçlarda takımlar genelde çok motive olamazlar ligin son maçlarına kıyasla. O yüzden şu anda alabildiğimiz kadar puanı alıp bir an önce kendimizi üst sıralardaki çıtanın üzerine atmak istiyoruz. Çünkü bu takım rahatladıkça, genç bir takım olmamızdan dolayı daha iyi oynamaya başlayacaktır.

Ne değişti geçen sezondan beri? İlk 4 hafta olumlu sonuçlar aldık hep. Daha iyisi de olabilirdi. Ne değişti de takım daha kendine güvenen pozitif bir futbol oynamaya başladı?

Puan olarak daha iyi yerlerde olabilirdik tabi ama en azından verdiğimiz görüntü ve bizim havamız çok iyi. Önemli olan da bu. Buradaki ekip mutluysa bu oyuna da yansıyor.

Ligin en az gol yiyen takımıyız. Yediğimiz gol de Ankaraspor maçında şanssız şekilde son dakikada geldi. Defans bölgemizi ve bu bölgedeki oyuncuları nasıl değerlendiriyorsun? Özellikle göbekte Ivan'la uyumunuz ne durumda?

Bence defans yapmak, futbolu çirkinleştiren bir şey değil. Atamasanız bile size puan kazandıran bir şey. Ivan yeni gelmesine rağmen, konuşan, iyi pozisyon alan, uyumlu bir oyuncu. O yüzden bir sıkıntı yaşamadık. Henüz form olarak tam formda değiliz. İleriki haftalarda daha da iyi olacağız.

Peki ya Aykut? Defansın her bölgesinde oynadı bugüne kadar..

Aykut değişik ve genç bir oyuncu. Ama savunma hattında belirli bir uyum olduktan sonra her yerde oynanır. Mesela OFTAŞ senesinde Orhan, Giray, Murat ve ben vardık ve neredeyse 4 kişi sezonu bitirdik birbirimizin yerinde oynayarak. Çok genç bir takımımız var şimdi. Aykut, Mustafa gibi. Ben şimdi üzülüyorum mesela İbrahim Şahin, Kadir, Serkan Atak gibi oyuncular da burada olsaydı ama patronlar öyle karar verdi bizim de saygı duymamız gerekir.

Yeni transferleri değerlendirirsen.. "Fark yaratacak" oyuncu kim bu sene sence takımımızda?

Genelde hücum oyuncuları ön plana çıkar. O açıdan Harbuzi çok değişik bir oyuncu. Aykut da genç ve adından söz ettirecek bir transfer. Bu sene Hurşit de çıkış yapabilir. Çok yetenekli gerçekten.

Harbuzi biraz hakemle çok konuşuyor sanki..

Bunlar dışarıdan kötü gözüküyor ama inanın ki abartmadıkça gerekli şeyler. Tepkisiz bir takım düşünün, o zaman motive olmamız çok zor olurdu. En çok eleştiriyi de ben alıyorum bu konuda. Ama takımı ateşlemek için gerekiyor böyle şeyler. Sivas takımının iç maçlardaki tepkilerini düşünün. Yetenek olarak kısıtlı olmalarına rağmen bu şekilde motive oluyorlar sezon boyunca. Ama tabi takıma zarar verme seviyesine getirmemek gerekiyor bu tür davranışları.

Taraftara gelirsek.. Biz hep yakınmışızdır Gençlerbirliği taraftarının görmezden gelinmesine.. Ne düşünüyorsun taraftarlarla ilgili?

Bizim taraftarımız yok diyorlar ama ben görüyorum bu sene çok güzel bir destek veriyorlar bize. Kıpırdanma olduğu belli tribünlerde de. Bilet fiyatlarının çok uygun olmasına rağmen kendi var olan taraftarımız dışında Ankaralıların da destek olması gerekiyor.

Küskünler de var tabi..

Evet, onu da unutmamak lazım. Ama bu sene takım olarak böyle mücadele etmeye devam edersek, bu ruhumuzu korursak kimsenin küseceğini düşünmüyorum. Hatta küsenler de geri dönecektir. Biz içeride bu arkadaşlığı, bu ruhu, pozitif enerjiyi gördükten sonra zaten bu enerji tribüne de yansıyacaktır.

İnternetle aran nasıl? Taraftar sitelerindeki yorumları takip ediyor musun?

Alkaralar ve gencler.org'du sanırım. Arasıra girip bakıyorum yorumlara bu sitelerde.

Futbol dışında hayatın nasıl ilerliyor? Boş zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun? Okul ne durumda, bitirdin mi?

Futbol dışındaki hayatım sıkıcı gidiyor. Okulu bitiremedim henüz. 2 dersim var ama bir türlü fırsat bulup da gidemiyorum. Bu zamana kadar evlenmememizin sebebi de budur herhalde. Düşünün 4-5 kişi tesistesin, sürekli beraber yatıp beraber kalkıyorsun. Hep iç içesin. Evlenmeyi, kız arkadaşı kim ne yapsın bu yoğunlukta. (gülüyor) Bu sene en sonunda ev tuttum artık herkes yavaş yavaş gidince. Sinemaya gitmeyi çok seviyorum. Hatta sinemaya gittikten sonra eve gelince bile film izlediğim oluyor. Sonuçta sürekli gezemeyiz mesleğimiz gereği, hem dinlendirici hem de eğlendirici aktiviteler bulmak gerekiyor.

Eskiden bilgisayar oyunlarına kaptırmıştım. Ama sahada artık idman yaparken falan hızlı koşmak için elim o tuşa gidiyor, şut çekmek için o düğmeye basacak gibi oluyorum, baktım etkilemeye başladı çokça gerçek futbolumu, kendi kendime bıraktım artık bilgisayar oyunu oynamayı. (gülüyor)

Yabancı dil biliyor musun?

Yabancı dil biliyorum. İngilizcem var. Aynı zamanda İspanyolca kursuna başlamayı planlıyorum yakın zamanda.

Teşekkürler

Ben teşekkür ederim

Röportaj : Erdem Ceydilek & Mehmet Ali Çetinkaya

Kaynak : www. gencler.org

 DiÄŸer Röportajlar

  Takım O Av. P
1 Eyüpspor 31 43 69
2 Göztepe 31 35 63
3 Çorum FK 31 21 55
4 Sakaryaspor 31 14 54
5 Bodrumspor 31 18 52
6 Kocaelispor 31 10 52
7 Bandırmaspor 31 19 47
8 Gençlerbirliği 31 7 47
9 Boluspor 31 -4 47
10 BB Erzurumspor 31 1 41
11 Ãœmraniyespor 31 -8 37
12 Manisa FK 31 1 36
13 Keçiörengücü 31 -10 36
14 Şanlıurfaspor 31 -6 34
15 Tuzlaspor 31 -14 33
16 Adanaspor 31 -20 32
17 Altay 31 -57 15
18 Giresunspor 31 -52 7
* Takım adlarına tıklayarak takımların performans tablolarına ulaşabilirsiniz.