->"Her Yıl O Hafta" istatistiği eklendi (23.10.2008)<-     ->"Rakipler ve Belalıları" İstatistiği eklendi (17.10.2008)<-     ->1. Ligde yaptığımız maçlar 100dönümlerine eklendi (26.02.2008)<-     ->Hava Durumu bölümü eklendi (31.01.2008)<-     ->"Seri Sonu" istatistikleri eklendi (30.12.2007)<-     ->Yılın Futbolcusu Anketine son yedi günde aldığı oy sayısı eklendi (08.12.2007)<-     ->Okumalık bölümü arama motoruna eklendi (07.12.2007)<-
 
 
 Basit Arama Sonuçları
Arama sonuçları ekranına geri dön  
Yorumlar içerisinde " samsunspor" anahtar kelimesinin bulunduğu kayıtlar;

17.05.2010
15 (Zafer Cem Özcan - Ankara/Türkiye)  Kullanıcının Diğer Yorumları

Konu : Genel

biz de kıyısından dönmüştük

2002-2003... bir gençlerbirliği taraftarı için çok şey ifade eder bu iki yıl. aslına bakarsanız, o yıl bize dur diyemeyen bütün takımlar için çok şey ifade eder. övünmeyi her ne kadar sevmesem de, anadolu takımları'nın gerçek anlamda şampiyonluğa oynayacağının ilk öncülerinden biridir gençlerbirliği. ama o zamanlar biz kendimize güçlüydük, tabiri caiz ise bir bizans hegomonyası'nı kırabilecek kadar söz sahibi değildik o zamanki adıyla türkiye süper ligi'nde.

ne de güzel başlamıştık biz o yıla. 2001-2002 sezonunun devre arasında takıma katılan ahmed hassan ve okan koç, ilhan cavcav'ın afrika furyasından keşfettiği son şaheser souleymane youla, yimpaş yozgatspor'un çılgın kalecisi; ulubatlı gökhan tokgöz, mısır milli takımı'nın kaptanlığını -tahminimce- o yıllarda da üstlenen el saka, m'bayo, thomas zdebel, türkiye'ye gelen sol beklerden r.carlos'tan sonra bana göre en iyi sol bek filip daems ve daha niceleri ersun yanal'ın muhteşem kadrosunda toplanmıştı. harika da başlamıştık o sezona : kocaelispor'u kocaeli'de 3-1 yenip gelmiştik, evimizde istanbulspor'a ve diyarbakır'da diyarbakırspor'a 4-1, göztepe'ye ankara'da 3-1... ilk 4 hafta sonunda herkes gençlerbirliği'ni konuşur olmuştu. iddaalıydık. bu yıl bu lig bizim olacaktı!

trabzon maçında fire vermiştik o yıl ilk kez, 1-1 biten maçın rövanşını ankara'da benim ilk gittiğim maç olan 2-1'lik galibiyet ile alacaktık. ardından ankaragücü'nün biraz da zor durumda olduğunu hatırlayarak 1-0 kaybettiğimiz ve fazla üstelemediğimiz bir mağlubiyeti de geçtik. lanet olsun ki düşüş o zaman başlamıştı, belki 1-0 kaybettiğimiz ankaragücü maçından sonraki 5 haftalık nagalip periyotta kaybettiğimiz 13 puanın bi kısmını burada toplayabilmiş olsak, çok daha farklı şeyler olacaktı...

fenerbahçe ankara'da nasıl bir futbolla karşı karşıya kaldığını şaşırmıştı, 1-1'le adeta elimizden kurtulmuşlardı ki dönemin fenerbahçe teknik direktörü werner lorant'ın bir açıklamasını hiç unutmam : "gençlerbirliği, şampiyon olmayı hakeden takımların başında geliyor.". gurur vericiydi bu. bu maçtan sonra tekrar şahlanıp elazığ'ı 3-0, altay'ı 1-0 yendikten sonra kulüp tarihimizin en gollü maçı olarak kabul edilen 7-2'lik adana zaferi ile ankara'ya güle oynaya dönmüştük. bir sonraki hafta, galatasaray'ı evimizde 1-0 yenince her şey tersine dönmüştü. çünkü fixtürün bile adaletsizliğini tartışırken, bir sonraki hafta beşiktaş karşısında kaybettiğimiz 2 puan ve alınan 1-1'lik beraberlik hiç hakkımız değildi. ölümüne oynamış adeta savaşmıştık. ama biz ´sıradan` bir anadolu takımı'ydık. beşiktaş gibi büyük bir kulübün(!) karşısında ne kadar şansımız olabilirdi ki hakem faktöründe? o maçtan sonra bütün maçlarımızda hakimdi hakem egemenliği. biz çoğu maçtan bileğimizin hakkıyla çıksak da, tff'nin bile arşivlerini açmaya korkacağı ali aydın'ın harika hakemliklerini hiçbir gençlerbirliği taraftarı unutmayacaktır. bir de ligde iki beşiktaş maçında da hakem olarak görev yapmış olan mustafa çulcu var. kendilerine sonsuz teşekkürlerimizi ederek geri dönelim mutluluğun kıyısından döndüğümüz o yıla...

bu sıralarda kupa mücadelemiz de başlamıştı, o yılki türkiye kupası'nın da çok büyük bir önemi vardır bizim için. sonuna kadar geldiğimiz bir maratondu. 2. tur'dan katıldığımız bu maratonda ilk olarak erzurumspor'u 2-1 ile, 3. turda göztepe'ye 5 gol atarak ahmed hassan'ın da coştuğu maçta 6-0 geçmiş ve çeyrek finalde beşiktaş'ın rakibi olmuştuk. türk futbol tarihinin bana göre en unutulmaz maçlarından biridir 3-4'lük ııı. inönü zaferi... pascal nouma'nın maç içinde sinirlerine hakim olamayıp ve mağlubiyeti hazmedemeyip ahmed hassan'a bir kickboksçunun yapamayacağı kadar güçlü bir tekme savurup takım arkadaşını savunan thomas'la beraber oyun dışı kaldığını da eklemezsem ayıp etmiş olurum. anti parantez, o maçın hakemi mustafa çulcu değildi, ismet arzuman'dı...

türkiye kupası'nda yarı finalde de çaykur rizespor'u geçip finalde trabzonspor'un rakibi olmuştuk. kupa finalini hayal meyal hatırlamama rağmen, gökdeniz'i durduramadığımızı iyi hatırlıyorum. finalde 3-1 kaybetmenin acısını çok kötü yaşacaktık, üstelik ligdeki tek başına savaşımızdan da yorgun düşmüştük.

lige tekrar dönelim. ligden düşmüş altay'a, ligden düşmekten son anda kurtulmuş diyarbakırspor'a, göztepe'ye yenilip bize ölümüne oynayan bir fenerbahçe'yi de hiç unutmayız taraftarlarca. "istanbul istanbul'dur" dedirten maçlardan biriydi 3-3'lük maç. 27. haftadan sonra ligin bitimine son 7 maç kala, beşiktaş ve galatasaray 61 puanda, biz 60 puandaydık. 3-3'lük muhteşem maçtan sonra, bizim de kupada beşiktaş'ı elediğimizi düşünürsek, fenerbahçe'nin aynı futbolla beşiktaş'ı yeneceğini tahmin ederdik. nereden bilebilirdik ki 3-3'lük maçtaki fenerbahçe ile beşiktaş'a 2-0 yenilen fenerbahçe'nin aynı takım olduğunu?

elazığ'ı da 2-0 yendikten sonra, 29. haftada beşiktaş ve galatasaray'ı 1 puan geriden takip edişimiz devam ediyordu. hafta içinde trabzon'a 3-1 kaybedip türkiye kupası'nı finalde kaçırmamız da 4 gün sonraki adana mağlubiyetine bi gerekçe gösterilebilir aslında. ama bizi şampiyonluktan eden ilk maç aslında bu maçtı işte... 8 günde 3 maça çıkmıştık, ersun yanal gibi futbolu profesyonel ama teknik ekibi o dönemde henüz bir çaylak olan mesut bakkal için kolay değildi, olmadı da... ama adanaspor'a ne desek az, fenerbahçe'yi ve bizi yendiler, galatasaray'dan 1 puan aldılar ve beşiktaş'a iki maçta da mağlup oldular. herşey tesadüf gibi geliyosa gözünüze, tamam çok acı tesadüfler yaşadık kabul ediyoruz(!)...

aynı hafta trabzonspor bizi kupadan ederken galatasaray'a evinde 2-1 mağlup olunca, galatasaray da arayı açmış oldu. bir sonraki hafta eski futbolcumuz ümit karan'ın attığı golle galatasaray'ı ali samiyen'de yıkamayıp ankara'ya 1-1 beraberlikle döndüğümüzde, farkı 8'e çıkarmış bi beşiktaş vardı ve ligin bitimine 3 maç kala. herşey imkansızlaşmıştı o zamanlar. biz federasyona, talihimize küfrederken elimizden kaçıp giden şampiyonluğun kıyısından dönüyorduk. hani anadolu kardeşliği varya, adanaspor'un bizi 2-0 yendiği, trabzonspor'un bizi paramparça edip galatasaray'a ve beşiktaş'a yenildiği, altay'ın ölümüne oynadığı futbolu, 33. hafta samsunspor beraberliği... günün birinde anadolu'dan bir şampiyon çıkarsa bütün anadolu sevinir dedik, bugün de o sözümüzün arkasındayız.

unutmadan, 34. hafta bursaspor'a 3-1 yenildik ve bursaspor 36 puanla ligi 15. sırada tamamlayarak ligi 16. bitiren altay'ın 1 puan önünde ligde kalmayı başardı.

evet, bursaspor'un dün akşam kazandığı başarı varya, biz 7 yıl önce onun kıyısından döndük sevgili anadolu kulüpleri... kalın sağlıcakla.

zafer cem özcan



 Diğer Sonuçlar

  Takım O Av. P
1 Eyüpspor 34 46 75
2 Göztepe 34 40 70
3 Sakaryaspor 34 15 60
4 Bodrumspor 34 21 57
5 Çorum FK 34 19 56
6 Kocaelispor 34 7 55
7 Boluspor 34 -2 53
8 Bandırmaspor 34 17 50
8 Gençlerbirliği 34 6 51
10 BB Erzurumspor 34 -4 44
11 Ümraniyespor 34 -7 43
12 Manisa FK 34 0 40
13 Keçiörengücü 34 -9 40
14 Adanaspor 34 -17 39
15 Şanlıurfaspor 34 -6 38
16 Tuzlaspor 34 -12 38
17 Altay 34 -61 16
18 Giresunspor 34 -55 7
* Takım adlarına tıklayarak takımların performans tablolarına ulaşabilirsiniz.