->"Her Yıl O Hafta" istatistiÄŸi eklendi (23.10.2008)<-     ->"Rakipler ve Belalıları" Ä°statistiÄŸi eklendi (17.10.2008)<-     ->1. Ligde yaptığımız maçlar 100dönümlerine eklendi (26.02.2008)<-     ->Hava Durumu bölümü eklendi (31.01.2008)<-     ->"Seri Sonu" istatistikleri eklendi (30.12.2007)<-     ->Yılın Futbolcusu Anketine son yedi günde aldığı oy sayısı eklendi (08.12.2007)<-     ->Okumalık bölümü arama motoruna eklendi (07.12.2007)<-
 
 

 Röportajlar

16.04.2006-Mesut Bakkal

Mesut Bakkal: "Takım artık oturdu, futbolcularıma güveniyorum"

Atilla Türker'in Hürriyet Ankara Gazetesi'ndeki özel röportajı;

Pazar Sohbeti'nde bu haftanın konuğu olan Gençlerbirliği Teknik Direktörü Mesut Bakkal, ligde yenemeyecekleri takım bulunmadığını belirterek, "Sistemimiz oturdu ve iyi bir takım olduk. Genç takımdan bir oyuncumuza forma giydirsek bile, yine kazanırız" dedi.

Mesut Bakkal, bu sezonun belki de en popüler teknik adamı. Mütiş çıkış yaptı. Taktir topladı. Patronluğunun ilk sezonunda tam not aldı. Gençlerbirliği artık başka oynuyor. UEFA Kupası'nı zorluyor. Her geçen gün Mesut Bakkal'ı daha iyi tanıyacaksınız. İnanıyoruz ki çok alkışlayacaksınız. Ama size şimdiden şu kadarını söyleyeyim. Değişik bir teknik adam. Mütevazı, samimi, efendi, dürüst, cana yakın. Kolay ısınıyorsunuz. Sohbetimizin nasıl geçtiğini anlamadık bile. Çok keyifli oldu. Aynı keyfi, sizin de alacağınıza inanıyoruz.

-İlk kez tam yetkili olarak görev yaptınız. İlhan Cavcav'dan teklif aldığınızda, heyecanlandınız mı?

Hayır heyecanlanmadım. Geçen yıl milli takımla Olimpiyatlara gittiğim günlerde, bu işi yapabileceğime inandım. Yardımcı antrenör olarak artık bir yerde devam etseydim, o ekibe zararlı olacağımı biliyordum. Yani bu sezon tek sorumlu olacaktım. Kararım kesindi. Zamanı gelmişti. O bakımdan İlhan Bey'den teklif aldığımda herhangi bir tereddütüm olmadı. Başarıya inanmasaydım, sözleşme imzalamazdım.

-Futbolculuk döneminizde vasatı aşamadınız, ama teknik adamlıkta kısa zamanda büyük aşama kaydettiniz

Ben, iyi futbolcuydum. Belki kaliteli değildim ama istikrarlıydım. Bir sezonda 25-30 maç oynardım. Çok koşardım, çok çalışırdım.

-Soruyu değişik yönelteyim, futbolculukta 20 yılda sağlayamadığınız popülariteyi teknik adamlıkta 6 ayda sağladınız

İşte o kesin. Yüzde yüz. Ama teknik adamlığımda, futbolcu olmamın bir getirisi var. Şunu da belirteyim ki, futbolu bıraktıktan sonra hemen teknik adamlığa başlayanları kınıyorum. Ben 10 yıl antrenörlükten sonra teknik direktörlüğe soyundum. Her türlü olay gördüm. Şunu da hatırlatmakta yarar var, teknik direktörlük, olaylara karşı göstereceğiniz stratejidir. Bu stratejiyi de yaşayarak öğrenebilirsiniz.

-Yani çok savaş gördünüz, bunlar tatbikat mı?

Aynen öyle. Kulüplerde her an, her dakika binlerce sorun ile karşılaşıyorsunuz. Her takımda zaman zaman çöküntü olabilir. Bu tür durumlarda vereceğiniz tepki çok önemlidir. Maç oynanmadan, maçı yaşamalısınız. Yoksa işiniz çok zor. Örneğin geride bıraktığımız hafta, Trabzonspor maçında, Yattara'nın oynamayacağı haberi geldi. Yattara oyuna girerse savunmayı üçlüye çevireceğimi söyledim oyuncularıma. Bunu antremanlarda çalıştım. Baki'ye de anlattım, 'Adam adama oynayacaksın, ikili sıkıştırmaya gitmek lazım' dedim. Tabi buna benzer binlerce olay var. Dersinize iyi çalışmanız gerekir.

-İlhan Cavcav, sizin bu kulüpte 10 yıl kalmanızı istiyor...

İnşallah. Ben de kalıcı olmak isterim. Çünkü çok iyi bir jenerasyon yakaladık. İyi yoldayız. Üstelik bu takım artık öğrenme dönemini geride bıraktı. Yaş ortalamamız 22. Yapacağımız 2-3 transferle çok iyi oluruz.

-Ersun Yanal'la siz de darıldınız mı?

Hayır, dargın değilim. Ersun hoca ile çok şeyi paylaştım. Çok iyi bir teknik adamdır. Tek başıma çalışacağımı kendisine söyledim. Bize hala kalfa-usta kavramını yakıştırıyorlar. Ama ben bunu geride bıraktım diye düşünüyorum. 26 haftadır Gençlerbirliği'nin başındayım. Seneye de bu yakıştırmalar devam edebilir. Yeni başladığımda, başarılı olamayacağımı düşünenler çıkmış olabilir. Ama ben başarıya ulaşacağımı hissediyordum. Çoğu meslekte olduğu gibi bizde de yaratıcı özelliğin bulunması şart.

-Örnek verebilir misiniz?

Yılların birikimi var. Antreman birikimi, maç birikimi. Göğsümü gere gere söylüyorum, Ersun Yanal ile yıllarca yanyanaydık. Testler, analizler, yaptık. Hep bilimsel çalıştık. Çok çeşitli antreman programlarını artık rahatlıkla üretebilyoruz. Bunun yanısıra futbolcunuzu da her zaman iyi tanınmanız gerekiyor.

Diyelim ki o gün çok kötü oynayan bir oyuncunuz var. Herkesin çıkmasını, hatta takım arkadaşlarının bile çıkmasını beklediği zaman, siz o oyuncuyu sahada tutuyorsunuz. Sonra da o oyuncu hemen devreye giriyor, maçı kurtarıyor. Tevazuya gerek yok, yaratıcı olduğuma inanıyorum. Çoğu genç ve deneyimsiz oyuncularla mücadele veriyorsunuz.

Futbolcularımla inanılmaz dürüst bir ilişkim var. Kimsenin kimseden farkı bulunmuyor. Kaptan Erkan ile genç Ferhat arasında en ufak bir fark göremezsiniz. Saha içinde bu böyle. Ama saha dışında fark çok fazla. Kaptanın inanılmaz yetkileri var. Adam kovmak, ceza vermek gibi. Öte yandan tüm futbolcularıma şunu söylüyorum, siz bu kulübü yaşam biçimi haline getirmelisiniz, aksi taktirde başarılı olma şansınız yok. 1,5 saat antremanlarla bu işin olmayacağını söylüyorum. Futbolcunun değil de kulübün ön plana çıkmasını sağlıyorum. Çünkü bir kulüpte, teknik direktör her şey değildir. Astığım astık, kestiğim kestik, bir zihniyet taşımıyorum. Kulbün değerlerini bilmezsek, değerini bilenler gelir.

Çalıştık, çalıştık. Müthiş idman yapıyoruz. Mesela antremana şu anda 2,5 saat var, en az 15 futbolcum kuvvet çalışması yapıyor. Futbolcular kendi istekleri ile bunu yapıyor. Herkes kendine çalışıyor.

-Genç futbolcularla çalışmanın avantajı ve dezavantajı nedir?

Gençlerin dezavantajı şu, çabuk kopuyorlar. Çünkü her şeye çok yeniler. Örneğin Isaac. 18 yaşında. Çok da popüler. Taze bir örnek vereyim. Nijerya'da ailesini sıkıştırmışlar, kardeşini rahatsız etmişler. Para mevzusu. Çok etkilenmiş, morali bozulmuş. Haliyle Isaac'ın bende inanılmaz kredisi var. Dünyanın bir ucundan gelmiş. Ben de kendi oyuncumu bir şehirden, diğer şehire gönderemiyorum. Ankara'dan, mesela Adana'ya, Konya'ya göndermek istemem, futbolcum bana 'Hocam, Ankara'nın dışında yapamam' diyebiliyor. Ama Isaac, 18 yaşında Nijerya'dan buraya gelmiş. Haliyle o kadar kredisi, dünya kadar kredisi olsun.

Genç futbolcu ile çalışmanın aventajı ise inanılmaz çoşkulu olmaları. Çalışmaya doymuyorlar. Haaa, içlerinde çürük yumurta çıkmıyor mu, çıkıyor. Benim takımımda şu anda çürük yumurta yok. Sezon başında vardı, gönderdim. Temizledim.

-Bülent Kormaz'la uyum sağlamakta zorlandınız mı?

Çok düzgün bir insan. Kendisi ile her şeyi kayıtsız şartsız paylaşıyorum. Şahsıyla ilgili bende bir rahatsızlık veya hayıflanma felan yok. Adam gibi bir adam. İnanılmaz çalışıyor. Şu anda çıksa takımda oynar. Banko oynar. Teknik adamlığına gelince, öğreniyor. Çok hevesli. Pekala iyi bir birinci adam olabilir. Tabii bundan sonra yapabileceği işlere bağlı.

-Kısa ve orta vadeli hedefiniz nedir?

İlk planda istikrarlı olmak amacındayım. Dört büyüklerde görev almak gibi bir hevesim yok. Haliyle Milli takımı çalıştırmak isterim. Ama milli takım için de henüz erken. Emekliyorum, hele bir yürüyeyim, ondan sonra.

-Popüler bir takım hüviyetine büründünüz. Bunda motivasyonun yeri nedir?

Evet, takım gibi takımız. UEFA'ya gideceğiz. Artık bu yoldan dönüş yok. Bundan sonra işimiz daha kolay. Motivasyon oluştu. Şunu da özellikle belirteyim, çalışmayan takıma, istediğiniz kadar vatan, millet, sakarya deyin, kazanamazsınız. Belki bir, iki hafta kazanırsınız, sonra durursunuz. Futbolun gerekleri olan sürat, kuvvet, dayanıklılık gibi faktörleri sağlayamazsanız, başarı hayalden öteye gitmez. Bazıları, 'Bir hava yakaladı mı, gider' diyor. Ben ona inamıyorum. Bu hava nerede, ben o havayı bulsam hemen yakalayacağım. O hava oksijen mi, karbondioksit mi, nasıl bir havaymış bu. Soyunma odasında edilen galibiyet yeminleri ile başarı gelmez. Belki bir maç, sonrası yalan.

-Antremanlarda çok acımasızsınız...

Futbolcuya endeksli yaşamıyorum. Sabah gelip evli bekar maç, sonra beşe iki, öğleden sonra çift kale maç gibi şeyler yaptırmıyorum. Yaptırmam. Benim bir antreman programım var, bu programa uyan kalır, uymayan kalmaz. Birisi gelip de 'Hocam bugün yorgunum, idman yapmayalım' diyecek, öyle mi? Yok böyle bir şey. Ben ona evimi mi taşı diyorum, ben ona çocuğumu okula mı götür diyorum, bana hamallık mı yap diyorum? Ben sana para ödüyorum kardeşim, sen de gelip futbolculuğunu yapacaksın. Bu kadar basit. Herkes profesyonelliğin gereğini yapacak. Ben dahil. Futbolcuya endeksli kulüplerin başarı şansı sıfır.

-Gençlerbirliği ya da başka bir Anadolu takımı şampiyon olabilir mi?

Kısa vadede Anadolu takımlarının şampiyonluğu mümkün değil. Şampiyon olacağım diye bir anda şampiyon olunmaz. Bunu Anadolu'da yapacak takım var mı, var. Gençlerbirliği var, Ankaragücü var. Diğer takımlar var. Ama bunun uzun süreye yayılması gerekiyor. Öyle şampiyonluk için yola çıkıp da, küme düşme tehlikesi yaşayan, çok sayıda takımın olduğunu biliyoruz. Kulübün vizyonu, taraftarı, basını, hepsi çok önemli. Benim takımımdan İstanbul'a giden futbolcu, mikrofon ilk uzatıldığında 'Buraya şampiyonluk yaşamaya geldim' diyor. Ama aynı futbolcu Ankara'da aynı mikrofona 'Düşmezsek iyi' diyor. Yani bu iş kulüple ve camiayla birlikte gidiyor. Şampiyonluk çok geniş kapsamlı bir olay.

-Yani, Gençlerbirliği için şampiyonluk hayal...

Bu kadroya her sene iki, üç kaliteli adam koyarsanız, iki-üç sene sonra yukarıyı zorlayabilirsiniz. Haa, şampiyon olursunuz, olmazsınız, o ayrı. Ama Beşiktaş bile o kadar transfer yaptı, şu anda puanlarımız aynı. İyi transferler bazen tutmayabiliyor. Biz takım olduk. Kimi oynatırsanız oynatın farketmez. Genç takımdan bir oyuncu oynatın, yine farketmez. Yeter ki sistemi ortaya koyalım. Bizi kimse yenemez.

Benim futbolcum o gün maçı yaşarsa, ben her takımı yenerim. Sistem olarak, kuvvet olarak, dayanıklılık olarak, çok iyi bir takım olduk. İşte bunun için, benim takımım mağlup olmaz diyorum. Çok pozisyona giriyoruz, az gol yiyoruz. Son Galatasaray maçında yenildik ama inanılmaz sayıda fırsat yakaladık. Herkes bizi konuştu. Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarında da çok başarılıydık.

-En büyük düsturunuz nedir, olmazsa olmaz denilen kurallarınız nelerdir?

Ben sadece şunu istiyorum. Kişilikli futbol istiyorum. Benim futbolum ve futbolcum, çok kişilikli olacak. Karakterli futbolcu istiyorum. Düzeyli adam istiyorum. İşini seven futbolcu istiyorum. Başarıya aç adam istiyorum. Her maçı kazanmak isteyen adam istiyorum. Mağlup olursunuz, galip olursunuz, o ayrı. Benim oyuncumun sahada kişiliksiz bir oyun sergileme hakkı yok. mağlup olduktan sonra bile insanlar sizi taktir etmeli. Kötü pas atabilirsiniz, kötü şut atabilirsiniz, çok gol kaçırabilirsiniz. Ama kötü koşamazsınız, kötü mücadele edemezsiniz. Böyle bir şansınız yok.

Bu çocuklarda bunu şimdiye kadar yüzde seksen, yüzde doksan oranında yaptı. Onun için başarı geldi. Hem bu mücadeleyi isteyip, hem de kaliteli futbol istemem, yanlıştı, olmazdı. Mücadeleyi ön planda tuttuk. Amacımıza ulaştık. Yani çalıştık, kazandık. Tırnaklarımızla kazıya kazıya buraya geldik.

-Yeni sezonda çok transfer yapacak mısınız?

Uğur Boral gideceği için yerine bir adam alacağım. Bir de ön tarafa transfer yapacağım. Fazla oyuncu almayı düşünmüyorum. Çünkü altyapıdan oyuncu gelecek. Onlara yol açmak istiyorum. Şu anda PAF takımdan 4 oyuncu bizde idmana çıkıyor. ASAŞ'dan da gelecek. Bunları Türk futboluna kazandırmak amacındayım. Yani iki nokta transferi yeterli görüyorum.

-Futbolcularınızı tek tek, birer ikişer kelimeyle tanımlasanız...

Gökhan: Uyumlu
Ömer: Durmak bilmiyor
Erkan: Gerçek lider
Risp: Disiplin
Eren: Olacak
Tuna: Ä°stikbal
Mehmet Nas: Yeni yıldız
Ä°smail: Profesyonel
Ayman: Vazgeçilmesi zor
Kerem: Her ÅŸey olabilir
Uğur: Başarılar diliyorum
Mehmet Çakır: Gönül adamı
Isaac: Büyük potansiyel
Ali Cansun: Kendini aştı
Erhan: Çoşkulu
Tayfun: Örnek adam
Sedat: Ä°yi futbolcu
Engin: Yetenek
Abwo: İyi Afrika'lı
DoÄŸa: Patlayacak
(Not: Baki için "düşünmek lazım" dedi, cevap alamadık, bekliyoruz.)

Röportaj : Atilla Türker

Kaynak : Hürriyet Ankara Gazetesi

 DiÄŸer Röportajlar

  Takım O Av. P
1 Eyüpspor 31 43 69
2 Göztepe 31 35 63
3 Çorum FK 31 21 55
4 Sakaryaspor 31 14 54
5 Bodrumspor 31 18 52
6 Kocaelispor 31 10 52
7 Bandırmaspor 31 19 47
8 Gençlerbirliği 31 7 47
9 Boluspor 31 -4 47
10 BB Erzurumspor 31 1 41
11 Ãœmraniyespor 31 -8 37
12 Manisa FK 31 1 36
13 Keçiörengücü 31 -10 36
14 Şanlıurfaspor 31 -6 34
15 Tuzlaspor 31 -14 33
16 Adanaspor 31 -20 32
17 Altay 31 -57 15
18 Giresunspor 31 -52 7
* Takım adlarına tıklayarak takımların performans tablolarına ulaşabilirsiniz.