->"Her Yıl O Hafta" istatistiÄŸi eklendi (23.10.2008)<-     ->"Rakipler ve Belalıları" Ä°statistiÄŸi eklendi (17.10.2008)<-     ->1. Ligde yaptığımız maçlar 100dönümlerine eklendi (26.02.2008)<-     ->Hava Durumu bölümü eklendi (31.01.2008)<-     ->"Seri Sonu" istatistikleri eklendi (30.12.2007)<-     ->Yılın Futbolcusu Anketine son yedi günde aldığı oy sayısı eklendi (08.12.2007)<-     ->Okumalık bölümü arama motoruna eklendi (07.12.2007)<-
 
 

 Röportajlar

17.04.2007-Okan Öztürk

Okan Öztürk: "Oğlumun futbolcu olmasını istemem"

Sitemizin artık bir klasik haline gelmeye başlayan röportaj bölümünde sıradaki konuğumuz Okan Öztürk... Biz futbolseverlerin karşısına öncelikle Siirt Jet-Pa Spor'un top taşıyan hızlı forveti olarak çıktı, ardından Çaykur Rizespor'da tam bir bitirici adam görevi edindi. Son olarak Gençlerbirliğimizde pivot santrafor görüntüsünde... İşte buyurun, size keyifli bir Okan Öztürk söyleşisi...

-Kaç yaşındasın, nerede doğdun, futbola nasıl ve nerede başladın?

30 Kasım 1977 tarihinde Merzifon, Amasya'da doğdum. Futbola Merzifonspor'da başladım.

-O zaman takımımızda kaleci Gökhan ile birlikte iki Merzifonlu var?

Evet, Gökhan ile hemşehriyiz. Merzifon'da aynı apartmanda ben ikinci katta oturuyorum, o ise beşinci katta... (Gülüşmeler)

-Hangi takımlarda oynadın?

Merzifonspor'dan buraya PTT'ye geldim. Şu anki adıyla Türk Telekom yani... 2 sezon oynadım. Buradan Altay'a geçtim. Oradan Batman Petrolspor'a gittim. O zaman 2. Lig'deydi. Oradan Siirt Jet-Pa Spor'a geçtim. Oradan Çaykur Rizespor ve Gençlerbirliği...

-Siirt Jet-Pa'da parladın sanırım?

Aslında Batman Petrol'de çok iyiydim. Orada çok gol attım. O sezon Antalya'da 1. Lig'e çıkma maçları oynadık. Göztepe'nin çıktığı sezondu... Tabi Siirt Jet-Pa'da ve ardından Çaykur Rizespor'da da iyi sezonlar geçirdim. Derken burası...

-Gelmeden önce Gençlerbirliği hakkında neler biliyordun? Geldikten sonra farklı olarak neler gördün? Seni şaşırtan birşeyler oldu mu?

Transfer olduğumda da bu konuda bazı şeyler söylemiştim. Ben Gençlerbirliği'ne çok isteyerek geldim. Bonservisim elimdeydi ve 2-3 tane daha çok iyi kulüp beni istiyordu ama benim tercihim Gençlerbirliği oldu. Zaten Gençlerbirliği'ni daha önceden tanıyordum, futbol mantalitesini biliyordum. Bu yüzden tercihim Gençlerbirliği oldu.

-Gençlerbirliği'ndeki performansını nasıl değerlendiriyorsun?

Sezonun ilk 6-7 haftasında hakkımda kötü yorumlar vardı. Açıkcası ben de bu yorumlara katılabilirim. Tabi şunu da belirtmek gerekir ki, ilk haftalarda takım olarak gol üretmekte sıkıntılarımız da vardı. Bir de o günlerde Denizlispor maçında gol attıktan sonra bir anlık heyecanla formayı çıkartıp kart görmem bu kötü yorumlara tuz biber oldu.

Ama şunu açıkca söyleyebilirim ki, Gençlerbirliği'ndeki ilk günümden bu yana sahada elimden geleni yapmaya çalışıyorum. İlk haftalardan sonra goller atmaya başladım. Şu an daha iyi olduğumu düşünüyorum. Ve elbette daha iyi olcağıma inanıyorum.

Şu da var ki, futbolda her şey forvetten beklenir. Sonuçta skoru değiştirecek olan kişi forvettir.

-Çok iyi top indiriyorsun ama bir sorun var bence. Sen mi topları yanlış yerlere indiriyorsun yoksa indireceğin topları takip eden birileri mi yok? Yoksa neden?

Dediğiniz iki şey de mantıklı. Bu sorunun cevabını vermek de gerçekten zor.

-Biz cevabımızı aldık gibi (Gülüşmeler)

Şimdi ben hava topuna çıktığımda birilerinin topu takip etmesi gerekir. Çünkü ben bir maçta 20-25 defa kafa topuna çıkıyorum. Şunu söylemek gerek, tamam 10 tanesi yanlış yere gider ama 1 tanesi doğru yere gittiği zaman gol olur. 1 tanesinin bile doğru yere gitmesi önemli.

Şimdi şu da önemli, defanstan arkadaşlarımız ya da orta sahadan arkadaşlarımız sıkıştığı zaman hemen topu ileriye doğru vuruyor. Böylece beklemediğim bir sürü top geliyor. Bizim bu konuda bir sıkıntımız var. Sonuçta hava topuna çıkarken, pozisyon alman lazım, arkadaşını görmen lazım, doğru yere indirmen lazım... Yani zor...

-Evet, günümüz futbolunda hava topu neredeyse minumum kullanılmaya çalışılıyor. Bunu bir ara Arsenal çok güzel yapıyordu. Maçlarında neredeyse sıfır havadan ortayla oynuyorlardı. Bunun yerine yerden sert orta yapıp rakibi daha kötü duruma düşürebiliyorlardı. Peki sahada nasıl bir yapın var?

Sahada çok hırslıyımdır. Skor ne olursa olsun elimden geldiğince son dakikaya kadar mücadele etmeye çalışırım.

-Tekrar Gençlerbirliği'ne dönersek, futbolcular arasındaki ilişkiler nasıl? Nasıl bir hava var burada?

Öncelikle şunu belirteyim; ben 15 yaşında profesyonel oldum ve yaklaşık 15 senedirde profesyonel futbolun içerisindeyim. Birçok takımda futbol oynadım ve birçok kulüp gördüm. Dostluk ve arkadaşlık olarak bugüne kadar gördüğüm en iyi takım. Genç bir takım olmasına karşın, hem gençlerin abilerine karşı tutumları hem de futbolcuların arasındaki ilişkiler... Mükemmel bir ortam var burada.

-Mesut Hoca hakkında neler düşünüyorsun?

Yine söylemekte yarar var ki, bir sürü hocayla çalıştım ben. Onlarla kıyasladığımda Mesut Hoca'nın çok iyi bir hoca olduğu düşüncesindeyim. Hadi ben kendimi bir kenara bırakırsam çok genç bir takımız ve genç arkadaşlar için düşündüğümde, bence Mesut Hoca çalışabilecekleri en iyi hoca. Genç arkadaşlarımız bir yerlere gelmek istiyorlarsa bunu en iyi Mesut Hoca'yla başaracakları kanısındayım. Mesela Mesut Hoca'nın antreman yapısı genç futbolcularımız için çok güzel.

-Peki, antrenmanların ağır olduğunu duyuyoruz. Diğer oynadığın takımları da düşününce sence nasıl?

Futbol hayatımın en ağır antrenmanlarını burada yapıyorum. (Gülüşmeler)

-Maçlara nasıl motive oluyorsun?

Maçlara elimden geldiğince düşünerek motive olmaya çalışıyorum.

-Gençlerbirliği taraftarlarını nasıl buluyorsun?

Benim gördüğüm kadarıyla takımın iyi gününde, kötü gününde sürekli maça gelip takıma destek olan az sayıda ama çok vefalı bir taraftarımız var. Taraftarımızın bize verdiği destek için çok mutlu oluyoruz ve taraftarımıza çok teşekkür ediyoruz.

-Yeri gelmişken sence taraftar artışı için neler yapmalı?

Türkiye'de taraftarlık hep başarıya endeksli... Şu an takımımız daha iyi gitseydi sanıyorum ki tribünler daha çok dolu olurdu.

-Bazı taraftarlar maç boyunca takımını destek olmak için marşlar söylerken, bazı taraftarlar ise maçı takip edip, yapılan bir faulden sonra ıslıklayan ya da güzel bir pozisyon sonrası oyuncusunu alkışlayarak motive eden gibi bir tutum içindeler. Bir futbolcu olarak seni hangi çeşit tezahürat iyi veya kötü yönde etkiliyor.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, futbolcu olarak tribünler dolu olduğu zaman hem maça daha iyi motive oluyoruz hem de daha mutlu oluyoruz. Kısacası bence tribünlerin dolu olması en önemlisi... Tribünler dolu olduktan sonra her iki şekilde de tezahürat bayağı etkileyici oluyor.

-Milli Takım hakkında ne düşünüyorsun, hiç milli oldun mu?

Hiç milli olmadım. Her Türk futbolcusu elbette Milli takımda oynamak ister. Ama sonuçta nasip...

-Kariyerinde unutamadığın bir gol var mı?

Tabi bu soruyu biraz düşünmem gerek...

-Sen düşünürken bizim hiç unutamadığımız bir golün var. Geçen sezon ilk yarıdaki Rize maçında 90+'da attığın penaltı golü. (Gülüşmeler)

Evet o golü gerçekten buradaki kimse unutamamış. Buraya daha geldiğim ilk günlerde herkes, "Yaktın bizi" diyordu. "Abi bizi UEFA'dan ettin" diye takılıyorlardı. Ben de, "İyi de o maçın ardından 17 maç geçmiş" diyordum. (Gülüşmeler)

Geçen sezon ligin son maçında Ankara'daki Rize maçında ben yoktum. Tatile ayrılmıştık biz. Genelde genç arkadaşlar sahaya çıktı. Açıkcası ben de maçı Gençlerin alacağını düşünüyordum ama televizyonda altyazı geçiyor, 'Rize 1, Rize 2' diye ben de çok şaşırdım.

Unutamadığım gol derken bu sezonun ilk yarısındaki Çaykur Rizespor maçında attığım gol gerçekten çok ilginçti. Sağdan orta geldi kaleci tam topa hamle yaparken top direğe çarptı ve önüme düştü ben de sadece dokundum. Bunun dışında elbette 90+'da Antalyaspor'a attığım gol de çok önemliydi.

-Gençlerbirliği'nin hedefleri hakkında ne düşünüyorsun? Sonuçta son haftalarda aldığımız sonuçlarla UEFA hedefinden iyice uzaklaştık gibi. Sence bu sene UEFA mümkün mü?

Şimdi bizim takım olarak lig başından beri hedefimiz gelecek yıl UEFA Kupası'na gitmek. Sezon içinde özellikle Beşiktaş ve Galatasaray'ın kaybettiği puanlar bir anda birçok Anadolu takımının hedef büyütmesine neden oldu. Kayseri olsun biz olalım 'Neden Şampiyonlar Ligi olmasın' demeye başladık. Ama dediğiniz gibi ne yazık ki son haftalarda aldığımız kötü sonuçlardan sonra hedefimizde sapma oldu ve hedefimizden uzaklaştık. Ama sonuçta önümüzde daha 6 maç var ve biz takım olarak hedefimizden vazgeçmiş değiliz ve son haftaya kadar hedefimizi kovalamaya devam edeceğiz. Taraftarlarımızın da bizi son haftaya kadar desteklemelerini istiyoruz.

-Risp ve Ayman'ın transferi hedefleri ne şekilde etkiledi sence?

Risp ve Ayman gerçekten önemli futbolcular. Onlar bugün burada olsalardı biz daha iyi yerlerde olur muyduk... Açıkcası bunun cevabını vermek biraz zor. Sonuçta çok iyi yerlerde de olabilirdik ya da şu anki durumumuzda olabilirdik. Ama her iki futbolcu arkadaşımızın çok iyi futbolcular olduğunu hepimiz biliyoruz.

-Yeni transferlerimiz Sandro ve Tozo hakkında neler düşünüyorsun?

Önce şunu söylemek gerek ki, Gençlerbirliği'ne gelen her futbolcu en başlarda bir uyum sorunu yaşıyor. Çünkü antrenman temposu falan ağır olduğundan birdenbire bu tempoya alışmak zor oluyor. Tozo ve Sandro şu anda o zorluğu çekiyor olabilirler. Ayrıca Brezilya'daki futbolla buradaki futbol arasında çok fark var. Burada hem antrenmanlar, hem de maçlar Brezilya'da oynanan futbola göre çok daha sert. Umarım kısa zamanda uyum sağlarlar.

-En büyük hayalin nedir?

Futbola başladıktan sonra en büyük hayalim 1. Lig'de oynamaktı. Tabi bunu fazlasıyla yerine getirdik. (Gülüşmeler) Her futbolcunun hayali olduğu gibi ben de İstanbul'da oynamak isterdim. Ama artık bunun biraz geçtiğine inanıyorum. Tabi Milli Takım'da oynamakta olabilirdi.

-Kariyerini nerde bitirmek istersin, bitirdikten sonra futbolun içinde olmaya devam edecek misin?

Öncelikle teknik direktör ya da antrenör olmak gibi bir düşüncem yok. Daha önümde yıllar var ve kariyerimi nerede bitireceğime şimdiden tahmin etmek zor. Ama kariyerimi iyi bir şekilde sonlandırmak istiyorum.

-Gençlerbirliği ile sözleşmen 2008'e kadar sanırım?

Gençlerbirliği ile bir yılı opsiyonlu olarak 2 yıllık bir sözleşmem var. Opsiyon hakkı kulüpte. Yani sezon sonunda oturup göreşeceğiz. Eğer kulüp anlaşmak isterse devam edeceğim ki ben elbette kalmayı çok isterim. Ama sonuçta kulübün düşüncesi önemli...

-Sence takım olarak eksiklerimiz neler?

Bu soruya kendi mevkiim hakkında şöyle bir cevap verebilirim. Forvet olarak takımda sadece Isaac ve ben varız. Bence transfer döneminde bir tane daha forvet alınabilirdi. Rekabet açısından iyi olurdu.

-Anadolu takımları futbolcular için cazip olabilmek adına ne yapmalılar?

Tesisleşme ve maddi açıdan önümüzde bir Gençlerbirliği örneği var. Futbolcu olarak Anadolu takımlarında ödeme konusunda çok büyük sorunlar çıkabiliyor. Kulüp, futbolcunun aldığı ücreti tam olarak göstermediği için federasyon nezdinde zor duruma düşebiliyorsunuz. Çünkü ödeme yapılmayınca Federasyona gidip hak iddia edemiyorsunuz. Önce bu konuların tam olarak çözülmesi gerekiyor. Federasyon nezdinde maddi rakamların tam olarak bildirilmesi gerekiyor. Tabi şunu da belirtmek gerekiyor ki, futbolcuların haklarını araması için futbolcu sendikasının da kurulması gerekiyor.

Kısacası bir futbolcu Anadolu takımından teklif aldığında önce ödemeler yapılıyor mu, kulüpte para kalıyor mu bunu düşünüyor. Sonuçta futbolcu da bu işten ekmek yiyor. Bu tür sorunlar aşılırsa bence Anadolu takımlarıda cazip hale gelirler.

-Evlisin sanırım...

Evet evliyim ve 5 yaşında bir oğlum var.

-Ufaklıkla da futbol oynuyor musunuz?

Bahsettim ya, bayağı ağır antremanlarımız oluyor ve bu antrenmanlardan sonra bir de eve gidip ufaklıkla antrenman yapıyoruz. (Gülüşmeler) Hemen topu getirip "baba oynayalım" diyor.

-Peki son olarak, ufaklığın futbolcu olmasını ister misin?

Tabi kendisi karar verecek ama açıkcası ben oğlumun futbolcu olmasını istemem. Çünkü futbolcu olmak gerçekten çok zor... Futbolcu olmak öyle bir şey ki, herhangi bir şekilde ciddi bir sakatlık yaşarsanız bir anda futbol hayatınız bitebilir.

Ayrıca dışarıdan bakıldığında futbolcuların çok iyi para kazandıkları düşünülüyor. Ama Türkiye'de iyi para kazanan futbolcular genelde sadece Süper Lig'de oynayan futbolcular. Süper Lig'de de 18 takım olduğunu ve her takımda ortalama 25'er futbolcu olduğunu düşünürseniz şu an ben 450 şanslı futbolcudan biriyim. Oysa Türkiye'de 10 binlerce futbolcu var.

-Son olarak bu zor günlerde taraftara bir mesajın var mı?

Bizi destekleyen, her maçımıza gelen vefakar bir taraftar kitlemiz var. Öncelikle onlara teşekkür ediyorum. Desteklerini esirgememelerini isterim.

-Çok teşekkür ederiz Okan, hem misafir perverliğin hem de samimi söyleşi için.

Röportaj : Mustafa Serkan Güngördü ve Mehmet Ali Çetinkaya

Teşekkürler : Eren Aydın, Ferhat Kiraz, Mehmet Zeki Özelgen, Musa Anıl Küçükbabuccu

Kaynak : www.gencler.org

 DiÄŸer Röportajlar

  Takım O Av. P
1 Eyüpspor 31 43 69
2 Göztepe 31 35 63
3 Çorum FK 31 21 55
4 Sakaryaspor 31 14 54
5 Bodrumspor 31 18 52
6 Kocaelispor 31 10 52
7 Bandırmaspor 31 19 47
8 Gençlerbirliği 31 7 47
9 Boluspor 31 -4 47
10 BB Erzurumspor 31 1 41
11 Ãœmraniyespor 31 -8 37
12 Manisa FK 31 1 36
13 Keçiörengücü 31 -10 36
14 Şanlıurfaspor 31 -6 34
15 Tuzlaspor 31 -14 33
16 Adanaspor 31 -20 32
17 Altay 31 -57 15
18 Giresunspor 31 -52 7
* Takım adlarına tıklayarak takımların performans tablolarına ulaşabilirsiniz.