->"Her Yıl O Hafta" istatistiÄŸi eklendi (23.10.2008)<-     ->"Rakipler ve Belalıları" Ä°statistiÄŸi eklendi (17.10.2008)<-     ->1. Ligde yaptığımız maçlar 100dönümlerine eklendi (26.02.2008)<-     ->Hava Durumu bölümü eklendi (31.01.2008)<-     ->"Seri Sonu" istatistikleri eklendi (30.12.2007)<-     ->Yılın Futbolcusu Anketine son yedi günde aldığı oy sayısı eklendi (08.12.2007)<-     ->Okumalık bölümü arama motoruna eklendi (07.12.2007)<-
 
 

 Röportajlar

06.06.2008-Mesut Bakkal

"Kendimden çok taviz verdim"

- GeldiÄŸinizde Durum neydi hocam?

Geçen sene ben geldiğimden sonraki takım oluşumunda sıkıntılar vardı. Ben Gençlerbirliği'nin ligde kalması için ilkelerimden fedakârlık ettim. Gençlerbirliği ligde kaldığı takdirde bunun yol su elektrik olarak geri döneceğini biliyordum. Şimdi biz bir takım yaratıyoruz. Herkes merak içinde, İlhan şurada oynayacak Emre geldi yeni diye. Bende en azından kendi açımdan da düşünmek zorundayım. Yaşım daha 42... Gelecek sene takır takır top oynadığında Kayseri gibi 4. ya da 5. bitirdiğinde bu bana da yarayacak. Gençlerbirliği buna inanılmaz yakışıyor. Bizim Kayseri ? Sivas gibi olmamız lazım.

- Devre arasında yine yapı bozulursa oyuncular satılırsa ne olacak hocam?

Bunca seneden sonra her şey dengeli gider. Aldığımız oyuncuların büyük bölümü 87-88 doğumlu.

- Nathan Burns ?un durumu ne?

Olacak gibi görünüyor. İki isim üzerinde duruyoruz. Burns ya da Rafael'den birini alacağız. Şimdi benim ileri ucumda Kahe ve Dijite var, bunun yanı sıra Mustafa'yı aldık gitmezse Çakır var. Burns tam forvet değil de Skoko tarzı serbest bir oyuncu. Benim böyle bir oyuncuya ihtiyacım var. Transferin ne olacağı tam belli değil ama benim birinci tercihim Burns. Bu işler birden olmuyor. Yazışırsın, transfer ücretleri var, anlaşmalar var, olur olmaz bilmiyorum ama oluru var. Dijite de geldi. 10 senedir birlikte oynuyorlar. Bu çok önemli... 24 saatlik bir yolculuktan sonra Türkiye'ye geliyor. Anlaştığı birinin de olması önemli. Bugün yine Rafael'mi Burns mü gündeme geldi. Ben yine Burns dedim. Gelirse ne olur, Allah bana sabır versin. Kimi oynatacağız?

- Gelelim Dijite'ye...

Dijite inanılmaz bir adam, çok zeki bir topçu. 15 dakika konuştuk. Hem İngilizce hem Fransızca biliyor. Babası üniversite hocası... Bana sorduğu ilk soru; ?Ben eksiklerimi giderebileceğim antrenmanı sizle birlikte yapabilecek miyim?? Ben hayatımda böyle bir soruyu hiçbir futbolcudan duymadım. Yaşı da çok genç... Bize yakışan bir futbolcu... Oftaş için herkes bir şey yapamaz dedi. Oysa Oftaş?ın kadrosu en geçerli kadro, genç ve tecrübeli. Böyle oyuncular inanılmaz performans sergiler 6 ay sonra 1 yıl sonra tutamazsın adamı. Djite'de böyle bir oyuncu, olimpiyatlara katılacak. 1 hafta -10 gün bize katılmak istiyor. Takımla kaynaşmak istiyor. Kahe ile birlikte ikisi de çok kuvvetli futbolcu. Rakipleri döveceklerini düşünüyorum.

- Koray da geldi hocam...

Şimdi taraftar neden yaşı geçmiş oyuncular alınıyor diyebilir. Kimi zaman takıma yatırım yaparsınız, kimi zaman oyuncuya yatırım yaparsınız. Koray çok doğru bir karar. Ya Ayman'ı alacağız ya Koray'ı. Külfetleri ortaya döktüğümüzde Ayman'ın birde bonservisi var, Koray'ın yok. Koray'ın Milli Takım'a seçilmesinde benim de rolüm var. Hırslı... Ben Milli Takım'a tekrar gideceğim diyor. Almak için 10 gün uğraştık.

- Bülent Bölükbaşı'nı istediniz niye alamadık hocam?

Bülent Bölükbaşı'nı Antep'e aldığımda sakattı. 3 ay bebek gibi uğraştık. Aşil'i kopuktu. Ameliyat olmuştu. Belli maçlarda oynatmaya başlamıştım ki, ayrıldım. Ben gittikten sonra çok iyi performans sergiledi. Ben aradığımda Kocaelispor'a verilmiş sözü olduğunu söyledi, anlaşamadıkları takdirde para önemli değil geleceğim dedi. Sonra aradı gelemeyeceğini, Kocaelispor ile anlaştığını bildirdi. Gönlü gelmek istedi ama Bülent çok düzgün bir oyuncu... Verdiği bir söz vardı ortada. Ben artık oyuncunun karakterine de bakıyorum.

- Çakır'ın durumu ne olacak hocam?

Çocuğun kafası biraz karışık... Rahat değil. Üç büyüklerden birine gidebilirsem gideyim diye uğraşıyor. İşin özü kafası rahat futbolcu istiyorum. Ben Gençlerbirliği'nin örf ve adetlerine uyan sorunsuz futbolcularla çalışmak istiyorum. Onun için her mevkiye 2-3 adam hazırlıyorum. Önümde 1 aya yakın zaman var. 30'undan sonra da 6 hafta sürem var. Şimdi belki bunların içinde benim çalışma tempoma cevap veren olacak veremeyen olacak. Gaziantepspor'dan örnek vereyim: Murat Ceylan çıktı Antep'de tavan yaptı. Ekrem çıktı. Çakır kötü bir sezon geçirdi örneğin, ama patlayabilir. Kötü bir adam değil.

- Isaac ne olacak? Gitti mi kaldı mı? Sanırım sözleşme ile ilgili problemlerden dolayı UEFA'lık olacağız.

Isaac gideceğini bildirdi. Ben sözleşme durumlarını bilmiyorum. Ben kalırsan ayın 30'unda buradasın. Gelmezsen her gün için 10.000 YTL ceza alırsın dedim.

- Isaac konusunda bir uyum problemi oldu mu? Özellikle Hasan Çetinkaya gittikten sonra kendisiyle pek ilgilenen olmadı gibi?

Isaac çok iyi bir futbolcu. Ama o kafaya gitmeyi koydu. 2. yılına girmiş oyuncuda ilgi problemi olmaz. Yeni gelmemişsin. Türkçeyi biliyordu konuşmuyordu örneğin. 2 sene Türkiye'de kalmış oyuncuda iletişim problemi olmaz. İnanmıyorum. Periç geldi herkesle uyum içinde...

- Engin'in Burhan'ın kafası nasıl hocam?

Engin ve Burhan çok gençler... Engin'de benim çok emeğim var. Burhan ile 3 ay çalışabildim. İkinci senemde ben istemiştim Diyarbakır'dan zaten. Yeteneği ve adamlığı süper... Şimdi geriye sezon başından beri bu takımı doğru yönetme kalıyor; sevk ve idare, o da benim işim. Burhan takımda en yetenekli 3-4 adamdan biri... Burhan'ın dayanıklılığının ve kuvvetinin artması gerekiyor. O da bir oyuncunun sonradan kazanabileceği tek şey. Yaz döneminde bunu işleyeceğim. Bakarsın alır götürür.

- Metin Hoca da geri döndü. Manisa'da yaşanan hırçınlığı tekrar yaşama ihtimali var mı?

İnanılmaz bir kazanç oldu. Zaten kulüp de herkes tanıyor. Metin Hoca ile 82 yılından 94 yılına kadar 12 yıl birlikte top oynadık. Benim kaptanımdı. İşi çok iyi bilir. Adamlığına kimse laf söyleyemez. Çalıştığı tüm kaleciler milli takıma gitti. İşine çok önem verir. Araştırırsanız görürsünüz. On yıldan beri hiçbir problem yaşamadık. Metin Hoca ile hiçbir problemimiz olmadı, olmaz da.

- Kaleci durumu ne olacak?

Ulaş'ın 3. kaleci olmasına gönlüm razı olmadı. Çok iyi bir kaleci... Onun için Oftaş'a gönderdik. Periç'de, Recep'de iyi kaleci... İyi bir rekabet olacak.

- Hocam sizin olmadığınız dönemde gidenler oldu. Ah şu gitmese dediğiniz adam var mı?

Nick Carle olabilirdi, Eren'i göndermezdim. Ama geçmişle ilgili herkesin canı yandı. Ben oyunculara da dedim geçmişi unutun diye... Bizim teknik direktörlerin bir huyu vardır. Gelirler, hemen bu takım hiç çalışmamış derler. O zaman sen niye geldin? Benim ayrıldığım bir takıma da bir hoca gelir oda aynısını söyler. Özellikle Gençlerbirliği'nde geçen seneki her söylenti bizi geriye götürür. Ben eskiyi unuttum.

- Durun hocam hemen unutmayın. Biz bir şu geçmişi temizleyelim. Geçen sezonun bitimine 1 maç kala niye takımı bırakıp gittiniz hocam?

Ben o zaman basında da söyledim. Ben sözleşme imzaladığım halde ligler bitmeden 1 hafta önce yardımcılarıma müdahale oldu.

- Hocam bu müdahaleler sezon boyunca olmuştu.

Cengiz örneğin kendi gitti. Bülent Korkmaz Kayseri Erciyes ile anlamış, oraya gitmek istediğini söyledi. Ben hatta acele etmemesini 3. değil 2. yardımcı olarak gitmesini tavsiye ettim. Çok severim ama gitti. Yanımıza oyuncu bakmak için bir yardımcı daha geldi. Ondan rahatsızlık duymuş olabilir. Şu an çalışmıyor olması Türk futbolunun bir kaybı...

- Ersun hoca zamanında alınmış bir analiz programı vardı. Bize gelen bazı hocalar bu veriler işlense dahi kullanmadılar. Siz kullanıyor musunuz? Kulüpte bu sistem işlemeye devam ediyor mu?

%100 kullanılıyor. ODTÜ mezunu Timur hoca var. O olmazsa olmaz zaten. Bizde hocalar ne Polar saatler kullanır ne de analiz programı ile uğraşır. Bu testlerden faydalanmayan hoca hata eder. Şu an gelecek sezon için tam program belli... Nabız testlerine kadar. Gidip geleceğiz, 19'unda kuvvet testim var. Ama önce bir adaptasyonum olması lazım. Bugün itibari ile tüm program, tarihleri ile gün gün belli...

- Erkan antrenörlük kurslarına başlıyormuş.

Evet, bugün bana da söyledi. Bende teşvik ediyorum. Erkan ben geldiğimde kadro dışı idi; oynadığı tüm maçlarda iyi oynadı. Kaptan, olan o. Ben çalıştığım takımlarda liderlik özelliği taşıyan oyunculara bunu söylüyorum. Erkan, Ümit Bozkurt, Ümit Özat, İsmet, Ergün Pembe kaleci Recep gibi oyuncuların ilk adımlarını atması gerekiyor. Kaleci Recep, duruşuyla, adamlığıyla, kişiliği ile kaleci antrenörlüğü yapabilecek adam. Git diplomanı al dedim.

- Hocam bizde hoca işini yapar başka şeylere karışmaz. Kulübün geleceği için bunlara karışması iyi olmaz mı?

%100... Hayati hoca, Timur hoca ile çalışıyorum. Ben örneğin isterim ki yanımdaki hocalar 2-3 sene çalıştıktan sonra A grubunda bir yere yerleşsin. Bunu sağlayıp önlerini açmak isterim. Yerine başkası gelsin. Bu anlayış iyi oluşursa bu tür iyi hocalar açığa çıkar. Ben gençler ile çalışmayı severim. Örneğin herkes tatilde iken 1 hafta 26 oyuncu ile çalıştım. Belki bizim altyapımızdan yetişen 2-3 adamı kazandırabilir miyim diye uğraştım.

- Hocam genç oyuncu, genç oyuncu diyorsunuz. Peki, ligler başladı bu genç oyuncular ile oynayıp ilk başlarda yaşayacağınız başarısızlıkta arkanızda durulacak mı?

Ne olursa olsun genç oyuncu oynatacağız bu sene. Peş peşe seri yenilgi almaya başladın. Sitelerde yazılmaya başlanacak. Genç oyuncular böyle kazanılmaz zaten. Genç oyuncu iyi bir kadroda kazanılır. UEFA'ya gittiğimiz sezonki bir takımda mesela araya bir genç koyduğunda sırıtmaz. Ya da çok iyi bir oyuncu olur, tecrübeli oyuncuyu keser oynatırsın. Ama onu o futbolcu gösterecek. Serkan Balcı kaç yaşında oynadı? Bunun işaretini futbolcu verecek. Ben de 19 yaşında 1. Lig'de oynuyordum. 18-19 yaşındaki futbolcu genç... Hayır, yaş olarak genç, oynama olarak genç değil. Ferhat'ı oynattım ben. Ferhat 3 takımda antrenman yaptı: Milli takım antrenman, A takım antrenman... Oynatmak zorundasın artık bunu. Bu sene Beykoz'dan gelen bir Uğur var, sağ bek oynuyor. Kampta beğendik. Emre Balak var. Hem sağ bek hem stoper oynuyor.

- Gelelim bu işin taktiksel ve stratejiksel boyutuna Hocam gelecek yıl savunmanın ortasında çok alternatif olacağını da göz önüne alırsak tercihiniz dörtlü savunma mı olacak yoksa üçlü mü?

Kimi zaman üçlü, kimi zaman dörtlü...

- Örneğin Burns'un alınacağını düşünürsek 3-4-1-2 gibi veya 4-3-1-2 gibi serbest adamlı sistemleri tercih edebilir misiniz?

Tabii... Mesela orta üçlü Engin, Mehmet Nas, Koray; önlerinde Burns, ileride Kahe ve Djite olabilir. Kulağa hoş geliyor, tüylerim diken diken oldu, heyecanlandım.

- Hocam alınacak oyuncu Burns değil de Rafael olursa o zaman ne olacak, serbest adamlı sistemde yine de ısrar edecek misiniz?

O zaman üçünden ikisi oynayacak. Burns, Djite ve Rafael'den iyi olan oynayacak.

- Bu durumda (Burns değil Rafael olursa) serbest adam olmayacak ve sistem değişecek yani öyle mi?

Sistemde değişebilir. Ya da yine üstteki sistem içinde Kahe'yi ikilinin arkasına, biraz geri alabiliriz. Ya da Engin'i orada kullanıp orta üçlüye bir başkasını bulabiliriz. Sistem zaten niye var? Sistem ancak oyuncunuza uyduğu ve takımınız mücadele edip sistemin gereğini yaptığı sürece anlamlı.

- Yani sistemi oyunculara göre değiştiririm, bir sistemde ısrarcı değilim mi diyorsunuz?

Evet... Takımın mücadele etmez, sistemin gereğini yapmazsa ne istersen oyna. Örneğin 3-5-2 oyna; kanatların bir çıkmazsa, 5-3-2 gibi kalırsın. Sistemden bahsettiniz, biz geçen yıl kaybettiğimiz 6 maçlık periyotta 4-4-2 veya 4-4-1-1 oynuyorduk; fakat öndeki adamların savunma yapmayışı bizi sıkıntıya soktu. Ne yaptım ben o zaman? El Saka'nın yanına fazladan bir adam koyup El Saka'yı libero gibi kullanarak daha kontrollü oyuna döndüm.

- Daha kontrollü oyuna döndüm dediniz. O üçlü savunma kanatlarda oynayan oyuncuları da dikkate aldığımızda aslında beşli savunmaydı diyebiliriz o zaman...

Evet... Ben o sistemle Galatasaray'ı kupadan eledim; Trabzonspor maçında yüzde yüzlük pozisyonlara girdim. Tabii şimdi şöyle bir düşünce ortaya çıkabilir: Biz niye korkak oynuyoruz?

- Evet, hocam. Bizim de kafamızdaki yeni sezon öncesi en büyük soru işareti, en büyük itirazımız bu.

Korkak oynamadım. Aynı dönemde ben bir İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı oynadım, 10-0 biterdi. Önemli olan her maçın sisteminin farklı olduğunu bilmek... Her maç aynı sistemle oynanmaz. Aynı sistemle oynarsanız bu kez rakipler de iyi çalışır ve sizi çözer. Hatta ben diyorum ki, keşke deplasmandaki Kayserispor maçında da 3 stoperle oynasaydım. Zaten o maçta El Saka yoktu, Lamine yoktu, adamların da hücum hattı kuvvetli olunca darmadağın olduk. Bir de tabii hem rakibe göre hem de takımıma göre oynayacağım. Örneğin, geçen yılın aksine bu yıl hücum oyuncularım çok, ona göre oynayacağım. Mesela Koray'ı da savunmanın önünde oynayacak, takımın liberosu olacak bir oyuncu olarak düşünerek aldım.

- Hocam geçen yıl o mevkide Kerem'i kullanmanızda sorun oldu. Çünkü Kerem'in mücadele gücü yüksek olmasına rağmen top tekniği zayıf, Koray ise bu iki özelliği birden barındırıyor.

Tabii... Bravo! İşte o nedenle bu yıl takımın kalitesi yükseldi. Fakat kalite yükselirken mücadele gücü de artmalı. Bu yıl hücum oyuncuları da savunma yapmalı, aksi takdirde her mevkide iki-üç alternatifim var, bu görevi yapmayanı kenara çekerim. Fakat şunu da unutmayalım, her maçın sistemi farklıdır. Ben bir Fenerbahçe, bir Galatasaray ile oynarken elbette kontrollü olacağım, cengâverlik yapmanın anlamı yok.

- Hocam siz Ersun Yanal'ın yardımcısı olduğunuz için, onun da ben kendi oyunumu oynarım, kendimi oyunumu kabul ettiririm anlayışı olduğu için sizden de beklenti bu yönde oluyor.

Evet... Ama hatırlarsanız bu kez de eleştiriler oluyordu: Çin ordusu gibi oynuyor, attığı kadar yiyor diye...

- Aslında şampiyonluğa oynadığımız yıl değil de Avrupa'da başarılı olduğumuz ve Erkan'ı sağ beke çekip dörtlü savunma ile oynadığımız Ersun Yanal'ın 2. yıl sistemi daha dengeli gibiydi...

Evet... Biz o dönemde 4-3-3 oynuyorduk. Fakat bir kanat adamımız Filip, diğeri Ali Tandoğan'dı. İkisi de hem geriye hem ileriye yardım edebilen oyunculardı. Ortada da Thomas ile Serkan olunca zaten bizim tarafa top geçmiyordu. Kısacası böyle bir sistemi oynayabilmeniz, biraz da takımın kalitesi ile alakalı...

- Peki, hocam o zamanki Deniz-El Saka-Ümit üçlüsü gibi bizde de bu yıl çok sayıda iyi savunmacı olacağı düşünülürse, örneğin İlhan-El Saka- Addo veya Lamine gibi bir üçlü savunma düşünür müsünüz?

Tabii... Mesela şöyle olabilir; saydığınız üçlü, solunda Ergün, sağında Emre veya Uğur, önlerinde Koray-Mehmet Nas, önünde bir serbest adam ve iki santrfor...

- Hocam bu üçlü savunma formatında, anladığımız kadarıyla sağda Ergün veya Emre gibi daha defansif oyuncuları düşünüyorsunuz. Üçlü savunmayı, beşlinin sağında Burhan, solunda Engin gibi düşünmez misiniz?

Ama savunma ağırlığı olmazsa perişan oluruz.

- Yani üçlü savunma ve Engin ile Burhan'ın kısıtlı da olsa yardımı yetmez mi?

Yetmez. Çünkü Engin ve Burhan hücum yapan adamlar... Bir de bunlardan çok yüksek dayanıklılık isteyen bir savunma yardımı beklerseniz, onların bu kez hücumdaki verimini düşürürsünüz.

- Hocam, o zaman sanki dörtlü savunma daha iyi olur gibi görünüyor.

Dörtlü olursa şöyle olabilir; dörtlü savunmanın önünde Aurelio gibi tek ön libero olarak Koray, onun önünde Mehmet Nas-Engin, onun önünde bir serbest adam ve iki santrfor. Yani 4-1-2-1-2 gibi...

- Hocam, forvetin arkasındaki tek kişi Burns olacak o zaman... Peki, ya Burns olmazsa?

O zaman Engin'i forvet arkasına alıp, orta sahaya birini bulabiliriz. Ayrıca kendi milli takımında sağ bek oynayan Addo'yu da sağ bekte deneyebilirim.

- Hocam kısacası sisteme çok takılmıyorum, oyunculara göre bakacağım mı diyorsunuz?

Evet... Fakat sistemi belirlemedim derken, mesela elinizde Kahe ve Djite varsa iki santrforla oynarsınız. Bunlar da çok kuvvetli oyuncular... Beraber oynarlarsa rakibin rahat çıkamayacağını düşünüyorum. Ama ayrıntılar değişir; 3-5-2 mi olur, 4-3-1-2 mi olur, başka bir şey mi olur, ona bakılır.

- Hedef ne hocam? Bu sezon sizden ne beklersek hayal kırıklığı olmaz bizde?

Bence bu yaptığımız yatırımdan sonra devamlı ilk 5 içinde olmamız lazım. Her maçı kazanmak için oynayacağız. Bir maç kazanıp onunla avunan oyuncu istemiyorum. Başarı, başarının üstüne koyduğunda başarıdır. İçeride, dışarıda ses getiren bir takım kurma hevesindeyiz ve bunu yapabilecek güçteyiz. Ama futbolda ne olacağı belli olmaz. Belki Sivasspor gibi alıp götürürüz. Tersini zaten hiç düşünmek istemiyorum.

- Peki hocam, diyelim ki geçen seneki Sivasspor gibi bir başarıyı yakaladık. Kurduğunuz kadronun bunu sürükleyebileceğini düşünüyor musunuz? Zamanında yaşadık bunu... Siz de o ekipte vardınız.

Bence dayanabilir. Avrupa standartlarında oynayan oyuncumuz çok... Kahe, Dijite, Burns, Koray, El Saka, İlhan... Diğerlerine de bu vizyon yansıyacak. Transferde çoğu takım yatarken biz ciddi işler yaptık.

- Gelelim zayıf noktamıza... Biz bu İstanbul takımları ile niye eskisi gibi baş edemiyoruz?

Şans da tutmadı, ama kupalarda tutuyor. Mesela 90. dakikada gol yedik, santra bile olmadı. Galatasaray'a karşı çok iyi oynadığımız maçta 88. dakikada gol yedik. Oyunumuz iyi idi, sadece şanssızdık. Tecrübesizlik de vardı. Geçen sezon o stresli ortamda inanılmaz maçlar oynadık. Güzel maçlardı. O maçların havası da farklı oluyor. Artık tecrübe de kazandık.

- Bu söyleşi için teşekkür ederiz hocam...

Ben de size teşekkür ederim.

Röportaj : Alkaralar

Kaynak : www.alkaralar.com

 DiÄŸer Röportajlar

Tarihte Gençler

30 Nisan
  Takım O Av. P
1 Eyüpspor 32 45 72
2 Göztepe 32 37 66
3 Sakaryaspor 32 15 57
4 Çorum FK 32 20 55
5 Kocaelispor 32 12 55
6 Bodrumspor 32 18 53
7 Boluspor 32 -2 50
8 Bandırmaspor 32 17 47
9 Gençlerbirliği 32 5 47
10 BB Erzurumspor 32 2 44
11 Keçiörengücü 32 -8 39
12 Manisa FK 32 1 37
13 Ãœmraniyespor 32 -10 37
14 Şanlıurfaspor 32 -8 34
15 Tuzlaspor 32 -14 34
16 Adanaspor 32 -20 33
17 Altay 32 -59 15
18 Giresunspor 32 -53 7
* Takım adlarına tıklayarak takımların performans tablolarına ulaşabilirsiniz.